Tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de Ekim ayı, “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak
kabul edilmektedir. Her yıl Ekim ayında kamu kurumları, sivil toplum
kuruluşları, akademisyenler ve medya organları iş birliği ile toplumda
farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirilmektedir.
Bu
çalışmaların amacı; toplumun meme kanserine neden olan risk faktörleri hakkında
bilgilendirilmesi ve erken teşhis için düzenli taramaların zamanında
yaptırılmasının teşvik edilmesidir.
Meme
Kanseri hakkında temel bilgiler
Meme
kanseri, dünyada ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Genellikle
memedeki süt salgılayan bezlerde (lobüller) veya süt taşıyan kanallarda
(duktuslar) başlar. Daha nadir olarak meme dokusundaki yağ veya bağ dokusunda
da gelişebilir.
Dünya
Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı verilerine göre her yıl
yaklaşık 2,3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konmaktadır. Bu hastalık,
kadınlarda yeni tanı konulan tüm kanserlerin %23,8’ini oluşturarak birinci
sırada yer almaktadır. Ülkemizde ise yılda yaklaşık 27 bin kadına meme kanseri
tanısı konmakta ve her 18 kadından biri, yaşamı boyunca bu hastalığa
yakalanma riski taşımaktadır. Bu nedenle meme kanseri, erken teşhis ve
bilinçlendirme yoluyla etkili bir şekilde mücadele edilmesi gereken önemli bir
halk sağlığı sorunudur.
Meme
Kanserinin belirtileri nelerdir?
Erken
dönemde meme kanseri genellikle belirti vermez. Bu nedenle tarama büyük önem
taşır. Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla
büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesidir.
Ayrıca
ele gelen kitle olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler meme kanserinin
habercisi olabilir:
Memede
ele gelen kitle
Memenin
şeklinde/boyutunda değişiklik
Meme
cildinde portakal kabuğu görünümü
Meme
ucundan gelen kanlı akıntı
Meme
ucu veya derisinde çekilme,
Memede
kızarıklık, kalınlaşma,
Meme
ucunda içe çöküntü, kabuklanma
Koltuk
altında veya köprücük kemiği çevresinde şişlik veya kitle
Bu
tür belirtilerin varlığında vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna
başvurulmalıdır.
Meme
Kanseri risk faktörleri
Meme
kanseri, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya
çıkabilir. Meme kanserine neden olan risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır.
Tütün
ve tütün ürünleri kullanmak
Hiç
doğum yapmamış veya geç doğum yapmış olmak
Hiç
bebek emzirmemiş olmak
Menopoz
sonrası iki yıldan uzun süreyle hormon ilacı kullanmak (HRT)
Hareketsiz
bir yaşam sürmek
Fazla
kilolu ya da şişman olmak
Alkol
kullanmak
Yoğun
meme dokusuna sahip olmak
Erken
adet görmek ve geç menapoza girmek
BRCA1,
BRCA2 gibi belirli genlere sahip olmak
Göğüs
kafesi bölgesine radyoterapi almış olmak
Sağlıklı
yaşam alışkanlıkları geliştirerek bu risk faktörlerinin çoğu
azaltılabilir. Özellikle düzenli fiziksel aktiviteler yaparak, dengeli
beslenerek, tütün ve alkolden uzak durarak, ideal kiloyu koruyarak ve stresi
kontrol altında tutarak meme kanseri riski azaltılabilir.
Meme
Kanserinde erken teşhisin önemi
Meme
kanseri ile mücadelede en etkili strateji, hastalığı erken evrede
yakalamaktır. Erken teşhis edilen vakalarda tedaviye yanıt oranı çok daha
yüksek olduğundan, bu yaklaşım hayat kurtarıcı bir önlem olarak öne
çıkmaktadır. Bu bilinçle Sağlık Bakanlığımız, ülke çapında yürütülen kanser
tarama programlarıyla meme kanseri farkındalığını artırmayı ve erken tanı
oranlarını yükseltmeyi hedeflemektedir.
Son
yıllarda yapılan çalışmalar ve istatistikler, bu programların etkinliğini
açıkça göstermektedir. Ulusal kanser verilerine göre, yeni tanı alan meme
kanserlerinin %42,9’u lokalize, yani sadece meme ile sınırlı iken, %12,5’i uzak
organlara yayılmış durumdadır. Bu durum, erken tanının ve düzenli
taramaların önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Meme
Kanserinde erken teşhis ve ücretsiz tarama hizmetleri
Meme
kanseriyle mücadelede en etkili strateji, erken teşhistir. Erken teşhis edilen
meme kanseri vakalarının tedaviye yanıt verme oranı çok daha yüksektir. Bu
nedenle ülkemizde Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında Toplum Sağlığı
Merkezleri (TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Kanser Erken Teşhis, Tarama
ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Mobil Kanser
Tarama Araçları aracılığıyla, birinci basamak sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak
kanser taramaları yapılmaktadır.
Ulusal
Meme Kanseri Tarama Standartları:
20
yaşından itibaren: Ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı
20-39
yaş arasında : İki yılda bir klinik meme muayenesi yaptırılmalı
40-69
yaş arası kadınlar: Yılda bir klinik meme muayenesi yaptırılmalı ve iki
yılda bir mamografi çektirilmelidir.
Meme
Kanserinde tedavi seçenekleri nelerdir?
Meme
kanseri, her hastada farklı özellikler gösterebilir. Bu nedenle tedavi planı,
hastanın yaşına, kanserin evresine, genetik özelliklerine ve diğer sağlık
durumlarına göre kişiye özel olarak belirlenir.
Başlıca
tedavi yöntemleri:
Cerrahi
müdahale
Kemoterapi
(ilaç tedavisi)
Radyoterapi
(ışın tedavisi)
Hormon
tedavileri
Hedefe
yönelik ve immünoterapiler
Erken
tanı konulan hastalarda sağ kalım oranı %90’a kadar çıkabilmektedir. Bu da
tarama ve farkındalık çalışmalarının ne denli önemli olduğunu ortaya
koymaktadır.
Meme
kanseriyle mücadelenin en önemli adımı; bilinçli bir toplum oluşturmak ve
kadınları erken tanı konusunda teşvik etmektir. Ekim ayı boyunca yürütülen
farkındalık kampanyaları, kadınları tarama programlarına yönlendirmek ve risk
faktörleri hakkında bilgi vermek açısından büyük önem
taşımaktadır.
“Muayeneni
yap farkında ol”
“Memenizi
tanıyın, sağlığınızı koruyun”
“Farkında
ol, harekete geç”
“Kanserde
erken teşhis, hayat kurtarır”