Mustafa HATİPLER / Prof. Dr. / Rumeli Mektupları

ŞİMDİ OLMAZSA NE ZAMAN?

Bu yazı kaleme alındığında Türkiye yerel seçim arefesindeydi. Yerel seçimler, bir önceki seçimde seçmene verdiği sözleri hatırlamayanlarla siyaseti milletimize hizmet aracı görenler arasında olacaktır. Elbette tercih edilmesi gereken Halka hizmeti Hakk’a hizmet görenler olacaktır, olmalıdır.
Ayrıca bu yazı kaleme alındığında İsrail Gazze’de 159 gündür katliam yapmaktaydı. Bu süre zarfında İsrail,  her türlü sivil yerleşim yerlerini, hastaneleri, okulları, sivil barınakları bombaladı. Yetmedi hastane bastı hasta yatağında insanları ve doktorları katletti. Güvenli bölge ilan ettiği yerleri bombaladı.
Rakamların bir önemi kalmamışsa da yazmak gerekirse, İsrail Gazze’de bu katliamlarıyla 31 bin 272 Filistinliyi katletti ve 73.000 Filistinliyi yaraladı. Katledilen Filistinlilerin yüzde 70’den fazlası çocuk ve kadın. Bu katliam ve soykırımını rakamlara dökmek olayı sıradanlaştırıyor şüphesiz, bir de bin de aynı.
Bu arada,  BM’nin kuruluşu olan UNRWA (Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı) Genel Komiseri Philippe Lazzarini’nin açıklamasını duyan da pek olmadı. Lazzarini: Gazze'de öldürülen çocuk sayısının son 4 yılda dünya genelinde yaşanan savaşlarda öldürülen çocukların sayısının toplamından fazla olduğunu  söylüyor oysa. Ve bu savaşın çocuklar üzerinde yürütülen bir savaş olduğunu haykırıyor.
Ne yazık ki BM, hala Gazze’ye insani yardım ve ilaç sokulmasına izin alamadı İsrail’den. Ve tam bu anda katliama yeni bir tiyatro soktu ABD. Kendi eliyle büyütüp her türlü silah ve teknoloji desteğini esirgemediği İsrail’den gıda yardımı için izin alamadı (!) ve gıda yardımı paketlerini havadan attı. Hatta bazılarını havadan denize attı. Günlerce belki de aylarca aç kalmış Filistinlilerin o gıda yardım paketlerinin düştüğü yere koşmalarını kayıt altına almak istercesine. Daha acı olanı İsrail’in, BM’nin Gazze’de bir şekilde kurduğu insani yardım dağıtım merkezini bombalıyor olması. Komik değil traji-komik.
Daha trajik olan bu katliama sessiz kalmak ve  bu katliamı gündemden çıkarmaktır. Avrupa’nın bir çok ülkesinde, her türlü engellemelere rağmen İsrail protestoları  sürerken  ve boykot kararları uygulanırken İslam dünyası bu konuyu nerdeyse gündeminden çıkarmış durumda. Şimdi olmazsa ne zaman?
İsrail şimdi protesto edilmezse ne zaman edilecek?
Hiçbir bahaneye sığınmadan, İsrail ürünleri ve İsrail’e destek sağlayan firmaların ürünleri şimdi boykot edilmezse ne zaman edilecek?
İsrail ve ABD  ve bu çarpık yapının eseri BM şimdi kınanmazsa ne zaman kınanacak?
Filistinle ilgili ve İsrail’e karşı bir hassasiyet şimdi ortaya konmayacaksa ne zaman konulacak?
İslam ülkeleri aralarındaki sorunları sorun olmaktan çıkarıp İsrail’e karşı şimdi tek yürek olmayacaksa ne zaman olacak?
Şimdi olmazsa ne zaman olacak?
Gazze’de tek Filistinli kalmadığında mı? İsrail arz-ı mev’ud’u ele geçirdiğinde mi?  
Şimdi olmazsa ne zaman olacak?
Bu soykırımını yok saymak, gündemden düşürmek İslam aleminin kalbini ne kadar rahat ve huzura kavuşturacak?
Sahi;
“Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum”