SINIRLARIMIZI NEDEN ÇİZEMİYORUZ?

SINIRLARIMIZI çizmemiz neden gereklidir? Sınır çizmenin önemi nedir? Neden sınırlarımı korumam gereklidir? Neden sınırlarımızı çizemiyoruz. Bunun önünde ki nedenlerden biri de korkudur. Çünkü bazı şeylerden korkuyoruz. Bu nedenle önce korkularımızı tanımamız lazım ve daha sonra da hissettiğimiz korkular üzerinde çalışmamız gereklidir.
Peki o zaman sınırın tanımını yaparak başlayım, sınır nedir? Bir şeyin nerde başlayıp nerde bittiğini gösteren şeye sınır denir. Fiziksel açıdan sınırın tanımını yapmak çok basittir. Herkesin bir sınırı vardır işte sağından soluna başından ayaklarına bunlar kişinin sınırını oluşturur. En basitinden bir sıradasınız ve biri geldi dibinize kadar girdi ve siz de bundan rahatsızlık duydunuz. Neden çünkü sınırlarınızı zorluyor sizin alanınızı ihlal ediyor karşınızdaki kişi. Bunu tanımlamak daha kolaydır. Ama ruhsal sınırlarımızın ihlal edildiğini bu kadar kolay anlayamayabiliriz. Peki nasıl anlarız? Daha çok kronik depresyonda olan kişiler, huzursuzluk hali, öfke hali, endişe hali, bıkkınlık hali ve bunların çok uzun sürmesi ve geçmiyor olması durumunda burada sınır ihlaline maruz kalma ihtimalinden bahsedebiliriz. Tanımlaması, görmesi, kabul etmesi biraz daha zordur. Ama bu göremiyorsak sınır ihlalinin olmadığı anlamına da gelmez. Dediğimiz gibi kendini depresyon hissiyle, anksiyete bozukluğuyla, yılgınlık, tükenmişlikle ya da obsesif kompulsif bozuklukla gösteriyor olabilir altında sınır problemleri yatıyor olabilir. Bunların ne zaman, hangi ilişkilerden sonra olduğuna bakmamız ve aralarında ki bağı kurmamız çok önemlidir. Mesela her anneme ya da kayınvalideme gittikten sonra takıntılarım artıyor ya da anksiyete krizi geçiriyorum, endişelerim artıyor. Demek ki artık burada bir şeyler olduğundan bahsedebiliriz. Çünkü sınır probleminin en çok görüldüğü yerlerden biri ilişkilerdir.
Peki neden sınırlarımızı korumamız gereklidir? Nasıl ki size dayak atan birinden kendinizi, sınırlarınızı korumanız gerekiyorsa ya da akran zorbalığı yaşayan çocuğunuzun sınırlarını koruması adına hemen sınıfını değiştirmek istiyorsanız, kendinizi de size kelimeleriyle saldıran, duygu sömürüsüyle, size suçluluk hissettirerek üzerinizde baskı kurarak sizi manipüle eden insanlardan da kaçmanız gerekiyor. Nasıl ki günlük hayatta burası benim evim, burası benim mutfağım gibi sınırlarımızı rahat çizebiliyorsak, kendimizin sınırlarını da kelimelerimizle korumamız gerekir. Şunu diyebilmeliyiz; Ben böyle düşünmüyorum, ben sana katılmıyorum, bundan rahatsız oluyorum, Benim canım istemiyor yani istemediğiniz şeylere hayır diyebilmeniz, canınız istemese de; olur ya fark etmez dememeniz. Kendinizi tanımanız ve kişiliğinizi ortaya koymanız bu noktada çok önemlidir.
Peki neden sınırlarımızı çizmekte zorlanıyoruz? Bunun altında yatan sebeplerden biride korkudur yani sevilmemekten, reddedilmekten, onaylanmamaktan korktuğumuz içindir. İlişkilerimizin bozulması ihtimali, ya kırılırsa, ya üzülürse, yani aynı anda hem kendim olup hem de nasıl sevilebilirim düşüncesidir. İtaat etmeden, boyun eğmeden, onların dediklerini yapmadan nasıl sevilebilirim. Kendimiz olursak sevilmeyeceğimizden korkuyoruz ve ilişkilerimiz uğruna kendimizi feda etmekten hiçbir zaman korkmuyoruz. Sınır çizmemiz için güçlü olmamız duygu sömürüsüne, suçluluk duygusuna, vicdan azabına katlanabilmemiz gerekir.