05 Mayıs 2024 Pazar   

İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

KANDIRILIYORMUYUZ YOKSA...

 

Son zamanların dilden dile en çok konuşulan konusu ‘YENİ DÜNYA DÜZENİ’.
Aslında sadece yeni oluşumları anlatmaya çalışan bir cümle.
Peki bu cümleyi dillerine pelesenk edenler yeniliğe ne kadar açıklar, ya da dünyaya ne kadar hakimler düşünce bazında. Kendi hayatlarında bile bir düzeni olmayanların konuştukları bu konu aslında günü kurtarmak adına kendimizi kandırmaktan öteye gitmiyor.
Evet dünya değişiyor ve her zaman da değişmiştir. Bundan sonra da değişmeye devam edecek. Eğer bu değişim olmasaydı bizler hala daha mağaralarda yaşamaya devam edecektik.
Ancak günümüzde yaşanan değişim diğer değişimlerden biraz daha hızlı oluyor çünkü iletişim araçlarının çokluğu bu değişimi hızlandırıyor. Ancak düzen değişmiyor.
Yine sabah erken kalkarak okula ya da işe gidiyoruz. Kazandığımız parayı kendimiz için veya ailemizin ihtiyaçları için harcıyoruz. Yani düzen ve sistem aynı.
Sadece gelişiyoruz ve geliştikçe yeni iş imkanları, yeni hastalıklar, yeni hobiler ve fobiler edinirken eski alışkanlıklarımızdan uzaklaşıyoruz. Örneğin artık evlerimizde çalar saat yok. Hatta sabit hatlı telefon kullanan aileler bile yok. Elektrikler eskisi kadar sık kesilmediği için mum bulundurma ya da gaz lambası kullanma ihtiyacı duymuyoruz. Cep telefonlarımız ya da şarjlı lambalar bu işi görüyor. Artık daha teknolojik yaşıyor ve her şeyi çok daha çabuk tüketirken başkalarının gözüne sokmaktan da geri kalmıyoruz.
Bir sosyal medya olayının peşine takılmış hayatımızın kontrolünü kaptırmışken yeni bir dünya düzeninin geldiğini savunmak sadece aptallık gibi geliyor.
Feodalite diye geçiştirdiğimiz geleneklerimizden uzaklaştıkça aslında hayattan da kopmaktayız. Dünyada oluş amacımıza aldırış etmeden sadece tüketerek ve bu tüketimin pahalılığından şikayet ederek geçirdiğimiz yıllarımızı toplasak birçok mucidin icatlarını gerçekleştirdikleri genç yaşlarını fersah fersah geride bırakırız. Lakin gelin görün ki önüne koyulanları kabul eden, sorgulamak yerine müsrifçe sarf etmeye devam eden insan toplulukları haline geldik. Geçmişinden kopuk, hatta onu kınayan bir yeni neslin gelecekteki varlığı ne kadar kalıcı olacaktır.
Okullarımızda zamanında bizlere öğretilenlerin ne kadar yanlış olduğunu kendini geliştirmeyi sevenler olarak öğrenirken hala o yanlışların peşinden giden akranlarımız veya büyüklerimiz bulunmakta. Babalarımızın bizi yetiştirme şeklinden şikayet ederek çocuklarımıza uyguladığımız tavrın aslında ne kadar yanlış olduğunu görmeye başladık. “Aile toplumun en küçük birimidir” kavramı bizlere aşılanırken aslında toplumun temel direğinin ailenin olduğu anlatılmadığı için aile olgusu yavaş yavaş yok olmaya başladı.
Tarih derslerinde birçok savaş sonrası bizlere ezberletilen barış antlaşması maddeleri yerine neden o savaşların yapılması gerektiği bizlere anlatılmadı.
Yeni bir dünya düzeni istiyorsak önce kendimizi yenilemeli ve doğruyu aramalıyız.
Elbette hepimiz doğruyu bulamayacağız ama hepimiz ararsak hiç birimiz yanlışa sapmayacağız.
KANDIRILIYORMUYUZ YOKSA KENDİMİZİ Mİ KANDIRIYORUZ.

Tarih: 24 Nisan 2024 Çarşamba    Hit: 958




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol