26 Nisan 2024 Cuma   

Mustafa SÖNMEZ / Araştırmacı / Yazar / İSAR

MAKYAJ

 

Memlekette şeker dağa çıktı, tansiyon ormana kaçtı. Nabızlar dörtnala. Damarlar derileri zorluyor. Bal tutan heryerini, tutamayan avucunu yalıyor.Yıllardır yandaşını kalkındırma faaliyetlerinden kafasını kaldıramayıp vatandaşı unutan AKP, seçim çalışmaları kapsamında saltanatını sürdürmek için baldan nasibi olmayanların nişasta bazlı suspayı tadında şekerlemelerle aklını çelmeye çalışıyor.
Aralık ayında “üretim ekonomisine geçiyoruz” dümeniyle açıklamaya çalıştıkları Çin işi mi Japon işi mi ne idüğü belirsiz heterododoks modelleriyle hepimizin kalıbını bir kez daha çıkarttılar. Üretim ekonomisi modelinin akılla, izanla, şekille, matematikle, geometriyle açıklanma olanağı olmadığını, hatta ortada bir model de olmadığını yine kendilerini, kendi sözde önlemleriyle  yalanlayacak şekilde farkında olmadan itiraf etmiş oldular. Alınan önlemlerin hepsi Osman Hoca’nın harika benzetmesiyle “üçkağıt ekonomisine” hizmet eden ürünlerdi.  Üretime değil. KKM, GES ve son olarak döviz ve ticari kredi sınırlaması.
Ekonomi yönetimi böyle harikayken siyasette de elbette bir senkrenizasyon sağlanmalıydı. İsveç’e atar yaparken kulağımızın üstüne yatmamız mı dersiniz, eski vaizleri Sedat Peker’in müezzinliğinde salaha davet edilmemiz mi dersiniz, giderlerse gitsinler dedikleri doktorları millete “yem” yaptıkları sağlık, dünyanın her türlü rüzgarına, bereketli topraklarına sahip ülkeyi gıda da bile dışa bağımlı yaptıkları tarım politikaları mı dersiniz; ne derseniz deyin ekonomi ile uyum içinde  memleketi aldıkları noktanın gerisinde bırakmaya yeminli gibiler.
Rakipleri, altılı masada hala vatandaşın umudu olmayı becereceklerine dair bir söylem geliştiremezken, kendileri de sadece kısa vadeli önlemlerle göz boyayıp ülkeyi beş yıl daha nasıl geriye götüreceklerinin hesabını yapmanın dışında yeni bir şeyler söylemiyorlar. Ülkede devlete, özellikle  adalet ve sağlık sistemine güven her geçen gün sarsılırken, iktidardan beslenenlerin yerel ya da merkezi idarelerde iş takiplerini hızlandırmaları dışında yolunda giden birşey yok. Teşkilatlara hizmetleri karşılığında hepi topu bir liralık işlerden dört lira kazanabilen dini bütün talihlilerinden başka yüzü gülen de yok.
Bu düzenin sürmesi için ne olacağı ne yapılacağı ise ortada.
Şubat veya Mart’ta enflasyonu kabul edilebilir seviyelere indirip gelmezse de memur marifetiyle getirip, yollara yüz akımız Togg marka araçlarımızı çıkarıp, bir iki doğalgaz sayacına Karadeniz gazı bağlayıp seçimlere  avantajlı girmeye çalışacaklar. Adana’dan bir iki varil petrolü Külliye’nin bahçesine getirip belki de Külliye bahçesini halkın ziyaretine açacaklar. Jelibon yataklarımızdan birer avuç ikramla da rüzgarı lehlerine çevirmeye çalışacaklar. Rakiplerini suçladıkları HDP yakınlığının kendilerindeki tezahürünü vatandaşa hissettirmeden Apo maşasıyla, onun  sözünü dinleyeceklerine inandıkları kesim için “dalyan balıkçılığı” yapacaklar. İsveç- Finlandiya fiyaskosuyla gönlünü aldıkları ABD’nin arkasından Putin’den zor görünmekle beraber Suriye’nin kuzeyine harekat için anlayış bekleyecekler. Hiç bir zaman olmadıkları kadar, hatta son yıllarda kendi rekorlarını hergün yeniledikleri milliliklerini bir iki doz arttıracaklar.  Biraz EYT, biraz 3600 düzeltmesi vs vs.. Tek engelleri bu yılın Eylül ayından itibaren dünyada ve ülkedeki ekonomik gelişmeler olacak.. Makyajın nasıl yapılacağı, içe mi dışa mı dönük olacağı bu dönemde belli olacak.
Her şey 2023 seçimlerinde kendi saltanatlarını beş yıl daha uzatmak, daha sonra seçim öncesi seçmene verdikleri havuçları sopayla değiştirmek,  kendi hurma bahçelerinde mutlu yaşantılarına devam etmek için olacak. Vatandaş ise tırnaklarını yemeye devam edecek... Maniküre pediküre gerek kalmayacak…
Muhalefet altılı, iktidar üçlü ganyan kurgularken bize de kupon yırtmak kalacak…

Tarih: 02 Ağustos 2022 Salı    Hit: 1038




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol