26 Nisan 2024 Cuma   

Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı

HUKUK

 

KIYMETLİ dostlar;
Bu yazımda, her gün defalarca zikrettiğimiz, dilimizden düşürmediğimiz bir kavram olan Hukuk kavramı üzerinde duracağım. Hukuk nedir? Maddi ve manevi manası nedir? Neyi ihtiva etmektedir kısaca değinmek istiyorum.
Hukuk Arapça kökenli bir sözcüktür. Hakk (Arapçadan Türkçeye çevrildiğinde doğru yazılışı bu şekildedir) kelimesinin çoğuludur. Yani kısa tabirle  haklar anlamına gelmektedir. Peki o halde Hakk ne demektir? Hakk; ‘’bâtılın zıttı, doğru, gerçek, vâcib ve lâzım olan, her sâbit ve doğru olan şey, adalet, herkesin meşru olan salahiyeti, iktidarı, bir şey üzerindeki mâlikiyyeti’’ anlamlarına gelmektedir.  Hakk aynı zamanda Cenab-ı Allah’ın 99 isminden birisidir.
Böylesine geniş ve manevi anlamlara sahip olan Hakk kelimesinin çoğuluna da hukuk deniyor. Günümüz modern dünyasında, beşeri ilişkilerin çok sık olduğu, sosyal ve ticari hayatın yoğun olarak yaşandığı bu devirde hukuk başlı başına bir öğreti, bilim dalı, devlet ve toplumların temel değeri haline gelmiştir. ‘’Hukuk Devleti’’ ‘’ Evrensel Hukuk’’ ‘’ Ticaret Hukuku’’ gibi kavramları saymakla bitiremeyiz. Bir devletin varlığının, bekasının, meşruiyetinin temeli hukuk devleti olmasıdır. Hukuka bağlılık, hukuka uygunluk, hukukun üstünlüğü, her kesin hukukunun korunması devletin ilk ve en temel görevidir. Hatta devlet denen kurum bu şekilde ortaya çıkmıştır.  Fertler açısından da herkesin hukukuna en az kendi hukukumuz kadar saygı gösterme esası ve zorunluluğu vardır.
Günümüzde şüphesiz ki herkesin hukuka saygılı olmasını, hukuka uygun davranmasını, görev ve sorumluluklarını yerine getirmesini beklemek zordur. Fertler ve hatta devlet bile zaman zaman hukukun dışına taşan iş ve eylemlerde bulunmaktadır. Hukukun dışına taşmayı bırakın tamamen hukuka aykırı eylemlerde de bulmaktadırlar. 
Mahkemelerin tarafsız, objektif ve hukuka uygun verdikleri kararlara ise adalet diyoruz.’’ Adalet yerini buldu’’ deyimi oradan gelmektedir. Hukuka uygun   olmayan kararlara adalet demek, kararı verenlere adil demek mümkün değildir. Malumunuz Adil de Cenab-ı Allah’ın isimlerinden ve sıfatlarındandır.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. ’’Bu nedenle yargının vermiş olduğu kararlar hoşumuza gitmediğinde veya aleyhimize olduğunda bu kararlara uymama gibi bir durum asla söz konusu olmaz.
Yazıma şu güzel atasözümüzle son vermek istiyorum;  ’’ Şeriatın kestiği parmak acımaz.’’
Kalın sağlıcakla…..

Tarih: 16 Haziran 2019 Pazar    Hit: 1475




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol