30 yıla yaklaşan tecrübesiyle Bayrampaşalıların ağız tadına
hitap eden Hacı Bayram, Gaziantep’in birbirinden lezzetli tatlı ve baklava
çeşitleriyle göz dolduruyor.
Hacı Bayram’da fıstıklı baklava, kare baklava, kuru baklava,
şöbiyet, fıstıklı dolama, havuç dilimi, bülbül yuvası, fıstıklı dürüm, fıstıklı
yaprak şöbiyet, cezeryeden yapılan fıstıklı doğal lokumlar, çifte kavrulmuş
doğal şekerlerden yapılan lokumlar, üzüm pekmezi ile arasına fıstıkla sarılmış
fıstıklı ürünler, nar sosu ile yapılmış pestilden içinde fıstık da olan yöresel
lokum, üzüm pekmezi ve cevizle yapılan sucuk, hamurun üzerinde toz fıstıklı
ürünler, Antep fıstığı, drajeler, badem şekeri, fıstık ezmesi, çifte kavrulmuş
fıstıklı lokum, meşhur Gaziantep katmeri, keçi sütünden yapılmış dondurması,
çay ve kahve çeşitlerinin yanı sıra kahvaltı olarak özel börek, poğaça ve açma
çeşitleriyle hizmet veriyor. Hacı Bayram yakında internetten de tatlı ve şekerleme satışına başlayacak.
Yeme-içme alışkanlıkları değişti
1979 yılından beri Bayrampaşa’da hizmet verdiklerini
belirten Hacı Bayram’ın sahibi Bayram Demir, “1975 yılından beri İstanbul’da
lokantacılık yapıyorum. 1979 yılından beri de Bayrampaşa’da lokanta
işletiyorum. Sırasıyla Yıldırım, Kartaltepe, Kocatepe, Murat Mahallesinde daha
sonra Ataşehir’de ve son olarak da Nevşehir’de 1500 kişilik 1500 m2’lik Türk
mutfağı, kebap, lahmacun, baklava çeşitleri ile turizme yönelik bir işletmemiz
vardı. Türkiye’de ilk 10’a girecek kebap ve baklava salonumuzu şu anda arkadaşlarımız
işletiyor. Yurt dışı projelerimiz de var. Dubai’de ve Arabistan’da Allah nasip
ederse görüşmelerimiz devam ediyor. Bayrampaşa’daki yeni yerimizde kebap yok
sadece baklava, tatlı çeşitleri ve katmer yapıyoruz. Biz Gaziantep mutfağının
temsilcisiyiz. Gaziantep, kadayıf, baklava, katmer, keçi sütünden yapılan dondurmamız,
şekerlemelerimiz, spesiyal lokum çeşitlerimiz, sabahları kahvaltı tabağı
çeşitlerimiz var. Türkiye’de yeme içme alışkanlığı değişti. İnsanlarımız döner
gibi hazır gıda ve hızlı yemek tercih ediyorlar. İnsanların sosyal ekonomisi
düştüğü zaman beslenme alışkanlığı da değişiyor. Türkiye’de et yeme alışkanlığı
azaldı. Şuanda beyaz et yani tavuk tüketiliyor. Yarım ekmek döner var 3 TL, bir
porsiyon kebap 25 TL. Bundan dolayı yeme içme alışkanlığı iki tip beslenme var.
Bir alt gelir grubu, bir üst gelir grubu” diye konuştu.
Soframıza sahip çıkmalıyız
Hacı Bayram’ın kurucusu Bayram Demir, insanların Türk
mutfağına sahip çıkması gerektiğini söyledi.
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan çok zengin bir mutfağımız olduğunu
belirten Demir, “Bizim öyle bir zenginliğimiz var ki Orta Asya, Anadolu,
Balkanlar, Orta Doğu bir sentez oluşturmuşuz. Şuanda 81 tane vilayetin kendine
özgü yemekleri ve bir vilayetin 10 farklı mutfağı var. Bu bizim zenginliğimiz
bizler, bizden sonraki nesillerin daha iyi gelişmesini, yaşamasını istiyorsak
Türk Mutfağına sahip çıkacağız. Başkaları gibi yiyip içen başkaları gibi
düşünmeye başlar. Bizler Türk milleti olarak terbiyeyi, adabı, erkanı, aile
birliğini sofrada öğreniriz. Soframıza sahip çıkmamız lazım. Şuanda bir çocuk
bir odada bir pizza yerken, bir diğer odada çocuk hamburger yiyor. Ailenin
birlik ve beraberliği akşam sofrada belli olur. Sofra bir okuldur. Adabı, erkanı,
sevinci, tasayı paylaştığınız, günlük ailelerin meselelerini konuştuğunuz,
ileriye dönük planların yapıldığı yerdir. Bu gelenek ve göreneği yaşatmamız
lazım. Bizler esnaflığı ailelerin kültürüyle öğrendik. Gaziantep’te pirimiz
İmam Çağdaş, tatlıcılıkta Güllüoğlu ailesi ve Zeki İnal Türkiye’de baklavanın
tanıtımında baklavanın sektör haline gelmesinde çok büyük emekleri var. Bizler de
onların gelenekleri devam ettiriyoruz. Türk mutfağını çok seviyoruz. Gelecek
nesillerin bu mutfağa sahip çıkmasını istiyoruz. İki oğlumun benden sonra bu
işi devam ettirebilmeleri için akademi olarak bu işi öğrenmelerini istedim.
Biri Yeditepe Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nde Osmanlı mutfağı bölümü, diğeri
Akdeniz Üniversitesinde Pastacılık ve Tatlıcık Bölümü’nü bitirerek uzmanlaştı. Biz
aile olarak Türk bayrağının ve Türk mutfağını en iyi yerlere gelmesi için
hizmet ediyoruz. Doğru ürün, doğru hizmet ve güler yüz hizmet politikamız bu”
diye konuştu.
Bayrampaşa’yı seviyoruz
Bayram Demir, yıllardan beri Bayrampaşa’da yaşadıkları ve
Gaziantep mutfağını tanıtmak için Bayrampaşa’yı seçtiklerini söyledi. 40 yıldır
Bayrampaşa’da yaşadıklarını belirten Bayram Demir, “Bayrampaşa’yı çok seviyoruz.
40 yıldır Bayrampaşa’dayım. Bu bölgede ayrıca müteahitlik yapıyoruz ama severek
yaptığımız iş tatlıcılık diyebilirim. Geçmiş dönemlerde Kartaltepespor’da yöneticilik
yaptım, sivil toplum kuruluşlarında görev aldım. Hizmet ve kalite
standartlarının yükselmesini istiyoruz. Müşteri olarak görmediğimiz
dostlarımıza doğru ürünle doğru hizmet sunmak istiyoruz. Kapımızdan 5 kişi
geçse 3’ü beni tanır. 40 yıl uzun bir süreç. Bu süreçte buranın ilk
kebapçılarındanım. Birden fazla mahallede bu hizmeti sunduk. İnsanlar bizimle
tanıdı kebabı, lahmacunu, tatlıyı. Hacı Bayram olarak tanıdı insanlar bizi. Biz
de Hacı Bayram olarak marka tescilimizi 10 yıl önce yaptık” dedi.
Katmer ve baklava üzerine
Bayram Demir, Hacı bayram olarak katmer ve tatlı
çeşitlerinin büyük rağbet gördüğünü ve Bayrampaşalıların ilgisinden memnun
olduklarını söyledi. Katmer’in sabahları Gaziantep’te yüzyıllardır süren gelenek
olduğunu belirten Demir, “Düğün sabahı gelin ve damada sunulan bir tatlıdır.
Bir de gelin hanımın annesine ve ailesine gönderilir. Gelinin annesi kızının
mutluluğunun yakınlarıyla paylaşmak için ağız tatlılığı için katmer sunar.
Birde ömür boyu damat kalanlar yer” dedi. Gaziantep’teki baklava ile İstanbul’da
yapılan baklavanın neden tatlarının birbirini tutmadığı sorusu üzerine Bayram Demir,
“Sebebi iklim. Gaziantep’te rakım 850 metredir. Yayla iklimi var. Kuru bir
havası var. İstanbul’un denizden dolayı rutubetli bir havası var. Sürekli lodos
eser. Lodos baklavayı yumuşatır. Değişkenlik gösteriyorsa iki sebebi vardır.
Biri hava diğeri ise sudur” diyerek katmer ve baklavanın hassas yönlerini ifade
etti.