Av. Ali Kahraman / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

FUTBOL SADECE SPOR DEĞİLDİR

Türkiye’de cereyan eden hiçbir olay  ülkenin kaderinden ari olarak düşünülemez. Ticaret, diyanet, sosyal hayat ve spor bu ülkeye ilişkin legal  karar vericilerin ve vatanımıza yön vermek isteyen iç ve dış aktörlerin  kullandığı argümanlardır.
Vahşi ve barbar İsrail’in dünyanın kalbi ve vicdanı Filistin halkına uyguladığı soykırıma karşı oluşan menfi ve müspet tavrı denetim altına almak ve toplumları manipüle etmek amaçlı olarak zalim güruh tarafından düğmeye basıldı. Toplumları etkileyecek sivil toplum kuruluşları üzerinden İsrail yanlısı ve İsrail korkusu yaymaya yönelik bir algı operasyonuna başlandı.
Sözde müslümanlar adına hareket eden cemaat bezirganları “İsrail ile uğraşamayız, onlar çok güçlü, haddimizi bilelim” derken; sözde Spor Kulübü Başkanı olan zatlar da Atatürkçülük konusunu istismar ederek Türkiye’deki Filistin davasına olan koşulsuz desteği akamete uğratmayı başarmıştır. Üstelik AK Parti iktidarının olduğu bir zamanda…
İki kulübün gösterdiği tavır, her kesimden insanın bu eyleme destek vermesine sebep olmuş ve bu sayede Filistin meselesi Türkiye’nin gündeminden düşürülmüştür.
Daha önce Kulüp Başkanlığı yapmış birisi olarak, sporun sadece sahalarda sonuç üretmediğini, toplumları manipüle etmede ve dönüştürmede önemli bir etken olduğunu görüyorum.
Bu nedenle siyasette olduğu gibi sporda geniş halk yığınlarına ulaşılarak toplumu evirecek bir araç olarak kullanılmaktadır. Özellikle futbol dünyada birçok ülkenin kaderine etki edecek oranda başrolde bulunan bir enstrüman olarak kullanılmaktadır.
Brezilya, Arjantin, İtalya, Kolombiya, İspanya, Suudi Arabistan ve Türkiye futbol üzerinden toplumum yönetildiği ve yönlendirildiği ülkelerden en öne çıkanları olarak görülmektedir.
Futbola olan ilginin hep kötü tarafından da bahsetmemek lazım… Şike operasyonlarının olduğu zaman diliminde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın Fetö yapılanması Ile ilgil duruşu, beyanları ve taraftarlar ile bu konuda oluşturduğu sinerji, siyasi parti mensupları yanında geniş sivil halk kesimlerinin de bu habis yapılanmayı öğrenmesine ve net bir tavır sergilemelerine neden olmuştur.
Bugün ise İsrail lobisinin baskısı ile sus-pus olan çevrelere futbol  kamuoyu da dahil olmuş bulunmaktadır. Çarşı her şeye karşı iken, Filistin’deki katliama hiçbir ses çıkaramamıştır. İskoç Celtic takımının ve taraftarlarının erdemli davranış ve tepkilerini görünce Türkiye’de her kesimde var olan ölü toprağına hayıflanmamak elde değil. Hakeme saldıran, haksızlık yapıldı diye takımı sahadan çeken başkanların Filistin atkıları ile katliamı kınamak için yapacakları  eylemleri onları birer kahraman yapardı. Ancak kimse bedel ödemek istemiyor. Kimse zor ile imtihan olmak istemiyor.
En kötüsü her gün ölümü bize göstererek bu yaşanılan vahşeti sıradanlaştırıyorlar ve intikam duygumuzu yavaş yavaş elimizden alıyorlar.
Son olarak ise, Antalyaspor’un İsrailli futbolcusunun yaptıkları durumun ne kadar tehlikeli olduğunu kanıtladı.