29 Mart 2024 Cuma   

Av. Ali Kahraman / Avukat / Hukukçu Gözüyle /

EVRENSEL ADALET TELAKKİSİNE SAHİP BİR TÜRKİYE ÖZLEMİ

 

Türk kadim geleneği, gerek İslam öncesi gerek İslamla şereflendiği dönem sonrasında Adalet kavramını devletin en önemli varoluş unsuru olarak görmüş ve kendi Türk unsuruna ve diğer milletlerin vatandaşlarına Adaletle hükmetmiştir.
Biz Türklerin bu özelliği dost düşman bütün milletlerin Bize sempati beslemesine ve gizli bir hayranlık duymalarına neden olmuştur. Zaman zaman Türk unsurlara yapılan uygulamalarda Adaletli davranılmamış olda da, bütün yabancı unsurlara Adil bir uygulama yapılmıştır.
Bu özelliğimizin imparatorlukların dağılma döneminde kendi kültürünü ve dinini yaşama özgürlüğü verilen yabancı unsurların ülkemizden kitlesel olarak bağımsızlıklarını kazanmaları sonucunu doğurduğunu da gözlemlemekteyiz.
Geriye dönüp baktığımızda Türk tarihinde kitlesel olarak soykırım ve kültür asimilasyonu olmadığını görmekteyiz. Ermeni vatandaşlarının tehcirine yönelik olarak Dünya gündemini işgal eden kara propaganda tarihsel gerçeklikten uzak bir karalama ve Türkiye’yi mahkum etme girişimidir. 1915 yılında yaşanan; Osmanlı tebası olan Ermeni unsurların Savaş yorgunu ülkenin doğu bölgesindeki otorite boşluğunu vahşice değerlendirerek Türk unsurlarını katleden Ermeni vatandaşlarına karşı yaptığı karşı askeri ve sivil silahlı eylemden ibarettir.
Türkiye’nin ve Türklerin Adaletli yönetim anlayışının bir sonucu olarak bütün dünya halklarının kendi coğrafyasında yaşadığı herhangi bir sıkıntı da Türkiye’yi kendisine sığınılacak bir Vatan olarak görmesine neden olmuştur. Dünyada yaşanılan bütün savaşlarda ve siyasi çalkantılarda mağdur olan halkların ortak sığınağı Türkiye ve Anadolu coğrafyası olmuştur.
Şimdi bir seçim atmosferi içerisindeyiz. Masum halkların vatan diye bilip sığındığı Türk coğrafyası, siyasi hesaplarla ülkemize gelmiş olan Yabancı vatandaşların Türkiye’den çıkarılacağı ve “ en çabuk ve en fazla mültecisiyiz ve yabancıyı biz çıkaracağız” şeklinde bir etnik milliyetçi propagandanın yapıldığı bir seçim vaadine dönüşmüştür.
Tarihimize ve Adalet anlayışımıza tezat teşkil eden bu etnik milliyetçi söylem bütün siyasi partileri etkisine almış bulunmaktadır.
Birileri iktidara geldiğinde bütün yabancıları sınır dışı edeceğini, ikamet ve vatandaşlık vermeyeceğini belirtmekte; Mevcut iktidar da, muhalefetin söylemlerine teslim olmuş bir şekilde; İkamet İzin taleplerini sudan sebeplerle reddetmekte ve en ufak bir hukuki problemi olan yabancı mülteciyi sorgusuz  sınır dışı etmektedir. Maalesef bu sürecin içerisine Yargı da dahil olmuş ve  bütün sınırdışı kararına karşı açılan iptal davalarını reddetmekte, İdari gözetim kararlarını onamakta ve insanlar geri gönderme merkezlerinde hapis hayatı yaşamaktadır.
Siyaset seçimi kazanmak için bir çok proje üretebilir bunun savunusunu yapar, lakin Siyasiler masum ve savunmasız insanların vatan bilip geldikleri bu ülkedeki kadim adalet duygusunu öldürecek böylesi ilkel siyasi propaganda yapmaz ve böyle etnik milliyetçilik barındıran kararlar alamaz. Kendi vatandaşlarımızın Adalet arayışına cevap verilmesi mecburiyetini de belirtmeden geçmeyelim… Vesselam

Tarih: 19 Mayıs 2023 Cuma    Hit: 1168




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol