26 Nisan 2024 Cuma   

Necmettin Sönmez / Sonart Yön. Kur. Bşk. / Üretim Kanadı

EĞİTİM VE EĞİTMEN

 

Merhabalar, saygı değer Paşavizyon okurları. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi çok yoğun yaşadığımız değişken gündemler bu geçtiğimiz ay içinde de artarak hatta derinleşerek devam etti. Aralık ayının son çeyreğinde ülkelerin ekonomik tarihlerinde yüz yılda bir yaşanabilecek bunalımları bir gün içinde yaşadık. Allaha şükürler olsun ki hâlâ hayattayız. Böyle olaylar karşısında millet olarak şerbetlendik. Bir ay içinde yüzde yüz artan döviz kuru bir gecede yüzde yetmiş geri geliyor ve bize bir şey olmuyor. Tabii ki bu dışarıdan görünen kısmı, aslında imalat sektörüne ağır darbedeler geldi ama kimsenin sesi çıkmıyor, nedense… Bu iniş çıkışların sonuçlarını yakın bir gelecekte göreceğiz. Maalesef işsizlik ve yüksek fiyat artışları olarak karşımıza çıkacaktır.
Değerli okurlar bu sayıda ülkemizin içinde olduğu fakat hiçbir şekilde dillendirilmeyen bir sorundan bahsetmek istiyorum. Türkiye’den son zamanlarda çok büyük bir beyin göçü olmakta ve buna bağlı olarak da eğitimdeki bağnazlık ve kalite düşüklüğü geleceğimiz için büyük bir problem. Bilgili ve donanımlı olmanın değersizleştirilme yönündeki anlamlandırılamayan bir çaba içinde olan bir toplum algılaması içindeyiz Üniversite diplomalı  bir gençlik ordusu gelecekten umutsuz bir şekilde kendilerine değer vermeyen yönetimler gençlerin ülke dışında istikbal arama yolunu tercih etmeye zorluyor. Hiç planlama yapılmadan sadece siyasi nedenlerden açılan Üniversiteler ve sonuç olarak da binlerce diplomalı bilgisiz, işsiz genç topluluğu. Belki de siyasi otorite, bu tip gençlerin eleştri ve tepkilerinden kurtulması için yurt dışına gitmelerini teşvik ediyor da olabilir.
Şahsen ben hukuk profesörlerinden dinledim. Türkiye’de on yıl hukuk fakültelerinin tamamı kapatılsa, hiç avukat yetişmese dahi şu anda uzun yıllar yetecek hukukçu Türkiye’de mevcut. Diğer branşlarda da durum aynıdır. Tabii sonuç olarak piyasada üniversite diplomalı garsonlar, kağıt toplayıcılar, inşaat işçileri geleceklerini yurt dışında aramak zorunda kalıyorlar. En saygın ve prestijli mesleklerden olan pilotların dahi yüzlercesi yabancı havayollarında çalışmak için müracaat ediyor. Son bir yıl içinde binlerce doktorumuz yurt dışında çalışmak zorunda bırakılıyorlar.
Eğitim sisteminin kötü ve yetersiz eğitmenlerin elinde kaldığı için bilgisiz üniversiteli ordusu amaçsız ve çaresiz bir şekilde oradan oraya savrularak geleceklerini yönlendirmeye çalışıyorlar. İyi yetişen azınlıktaki Üniversite mezunlarımızı da çalışma imkanları çok daha elverişli ülkeler veya çok uluslu şirketler kapıyorlar. Bence en büyük sorun, doğru eğitim sistemimizin ve yetenekli bilgili eğitmenlerimizin olmayışı. O kadar başıboşluk var ki yabancı bir tez’i tercüme ederek profesörlük payesi alan çok sayıda profesörlerimiz var. Burum bu şeklinde olunca da  ortaya çıkan sonuç kaçınılmaz oluyor. Maalesef yöneticiler ve seçici pozisyonda olan karar organları bilgili ve donanımlı olmayı değil’de refaransı dikkate alarak görev dağıtırsa kalite ile birlikte iyi yetişen değerlerin gelecek umutları da yok olup gidiyor.
ALS hastalarına umut olan Türk kadın Dr. Hande Özdinler’i ne kadar kişi tanıyor? Yapay kalp ameliyatı yapan kadın Dr. Dilek  Gürsoy’u tanıyor muyuz? MS hastalığına çare bulan Doç. Dr. Furkan Ayaz kimdir bilen var mı? Bitmeyen kalp pili icat eden Dr. Canan Dağdeviren... Bunlar sadece tıp konusunda insanlığa katkı sağlayan insanlarımızdan sadece bir kaçı. Yazılı ve görsel basında bu değerli insanlarımıza bir dizi oyuncusundan herhangi biri kadar yer verildi mi acaba? Hayır. Ben şahit olmadım. Bunların hepsi bizim insanımız ama eğitmenleri başka ülkelerden. Sporda da aynı acı gerçek var. Senelerdir sporcu yetiştiriyorum diyen ortalıkta dolaşan antrenörler yüksek itibar ve yüksek paralarla hiçbir uluslararası başarısı yokken; yabancı bir antrenör kızlarımızı dünya şampiyonu yapıyor. Biz en büyük eğitmenlerimizin ve öğretmenlerimizi ideal ve ilkelerini değersizleştirmeye çalıştığımız sürece  bu iş düzelmeyecektir. Değerlerimiz avuçlarımızın içinde kaçıp gidecek ve biz de öylece onların yurt dışında ki başarılarıyla öğünüp onurlanacağız o kadar.
  Sanayi ile ortaklaşa çalışmayan, yakın temasta olmayan üniversiteler, hastanelerle yakın ilişkide olmayan Tıp Fakülteleri sadece diploma dağıtmaktan başka bir şey yapmış olmayacaklardır. Ara eleman yetiştiren meslek liselerine gereken önem verilmedikçe de üniversiteli garsonlarımız –marangozlarımız, tarlada çalışanlarımız her geçen yıl daha da fazla olacaktır. Kesinlikle insanımız da problem yok, problem eğitim sistemin de ve yeteneksiz bilgisiz eğitmenlerimizde, bu böyle biline.
  Tüm okurlarımızın yeni yılını kutlar, 2022’nin geçen yılların acılarını unutturan, sağlıklı, huzurlu umutlarımızın arttığı bir yıl olmasını diliyorum…
   Hoşça kalın, Saygılarımla

Tarih: 18 Ocak 2022 Salı    Hit: 1082




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol