Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

DEĞİŞEN MİMAR VE İMAR

YENİ anayasaya hazırlık doğrultusunda Erdoğan’ın halka sunduğu “İnsan Hakları Eylem Planı” için ülkemizin müzmin mızıkçısı CHP’den hala bir patlama bekliyorum. Henüz o meşhur beğenmez ifadesini takıp kamera karşısında demeçler veren bir yetkili göremedim, şaşkınım. Malum, 28 Şubat’tan bile kendine mağduriyet çıkarabilen, AK Parti’nin yıllardır aşama aşama ülkeyi getirmiş olduğu şu noktada birçok yeniliğe kerhen ayak uydurmak zorunda kalan, dostlar alışverişte görsün misali göstermelik girişimler ve açıklamalarla ite kalka yol alan CHP, 4 dört dörtlük bir projede bile mutlaka çamur atacak bir nokta bulur. Sessizlik hayra alamet mi değil mi göreceğiz.
***
Sessizlik bir tarafa, CHP’deki istifalar da geçtğimiz haftalara damga vurdu. AK Parti kuruldu kurulalı “parçalanacaklar, bölünecekler, biz onlara benzemeyiz” diye sayıklayıp duran CHP’lileri parçalanma şoku vurdu. Diğer yandan Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün ayrı ayrı parti kurma çalışmalarının sürmesi de cabası. Yani o gün geldi, CHP’de çatırdı falan başlamadı, CHP parçalanıyor. Bunun en büyük sebebi de Kılıçdaroğlu’dur. Onca başarısızlık, onca politik gaf, onca hata, onca kötü karara rağmen hala inatla ve diktatörce işgal ettiği genel başkanlık koltuğu bugün CHP’yi bu hale getirmiştir. Yukarıda bahsettiğim ite kalka ilerleme vaziyetinin mimarlarından biridir Kılıçdaroğlu. Diyarbakır annelerini görmezden gelmekten de kerhen vazgeçmiştir, başörtülü vekillere mecliste “haddini bildirmekten” bahsetmekten de kerhen vazgeçmiştir. Sırtını YPG’ye dayayanlarla, “Mustafa Kemal’in askerlerine it sürüsü” diyenlerle yol yürümekten ise bir dakika bile imtina etmemiştir, ülkenin başbakanını/cumhurbaşkanını uluslararası arenalarda, bulduğu her mecrada şikayet etmekten utanmamıştır. Yenilgi üstüne yenilgi almasına rağmen bir kez bile o çok eleştirip her yerde “diktatör” “firavun” diye bahsettiği Erdoğan’ın yaptığı özeleştirinin binde birini yapamamıştır. Muharrem İnce’nin yıllar önce söylediği gibi, “Yenilgiyi tartışmak yerine, gel yenilgiyi tartışalım diyene AKP’deki tartışmayı gölgelersin diyorsun. Yok ya derler adama. Bu kafa 250 sene de geçse iktidar olamaz.”
***
Her nekadar CHP’den bahsetmek yorucu olsa da şu son çöp dağlarından söz etmeden de olmaz. İstanbul sanki yine o kuşların hava kirliliğinden, insanların çöplük patlamalarından öldüğü günlere yaklaşıyor gibi bir hal içinde, ne yazık. Maltepe’deki işçi grevi sonrası çöplerden koca bir dağ oluşunca mahallelinin topladıklarını paylaşıp teşekkür eden belediyenin durumu trajikomik hakikaten. Kılıçdaroğlu’nun “Bize 4 yıl verin, Türkiye’yi uçururuz.” demeci bir fragmanmış herhalde, bu gidişle taciz, şantaj ve çöpler havaya uçacak.
***
AK Parti’nin son bir aydaki kongreleri ise değinilmeden geçilemez, tam bir fiyasko. Sen kalk, millete pandemiye yönelik tedbirleri, yasakları açıkla; sonra da kapalı spor salonlarında tıklık tıklım toplaşıp halay çek! Bu hangi mantığa, hangi vicdana sığar? Ölen vatandaşın cenazesi sessiz, kimsesiz kalksın, taziyesi bile olmasın ama devlet erkanından biri vefat edince sıkış tıkış doluşulup tabutun başında konuşmalar yapılsın. Akıl alır gibi değil. Bu ciddiyetsizlikler vatandaşın sabrını sınıyor, muhalefeti de iktidarı da iyice şaşırdı.
Pandemi süresinde kesilen cezalar da halkın sırtına vuruluyor. Üstünlerin hukuku şıkır şıkır işliyor. Hülasa değişen tek şey mimar ve imar olayları. Allah sonumuzu hayretsin inşaallah.