Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği’ni ziyaret etti.
Derneğin Yıldırım Mahallesi’nde bulunan Genel Merkezi’ndeki
toplantıya, Çavuşoğlu ile birlikte Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner,
başkan yardımcıları, meclis üyeleri, mahalle muhtarları, Balkan sivil toplum
kuruluşlarının temsilcisi ve üyeleri, Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma
Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Derneğin ziyaret defterini imzalayan ve dernek Başkanı Muhammed Sancaktar ve
üyelerle bir süre basına kapalı görüşen Çavuşoğlu, daha sonra Balkan sivil
toplum kuruluşlarının temsilcisi ve üyeleriyle derneğin toplantı salonunda bir
araya geldi.
Çavuşoğlu, Bosna Hersek ve Boşnakların bir daha
geçmişte yaşadıkları acıları yaşamaması temennisinde bulunarak, "Biz Türkiye olarak,
özellikle Bosna Hersek'in toprak bütünlüğüne
kayıtsız şartsız destek veriyoruz. İşleyen bir devlet yapısına kavuşmasını
özellikle istiyoruz. Aynı şekilde Bosna Hersek'in uluslararası platformlarda
ve paktlarda temsil edilmesi, bizim için öncelikler arasında yer alıyor."
ifadelerini kullandı.
Hakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
birkaç hafta önce Sırbistan'a gerçekleştirdiği ziyarette
Sancak'taki yoğun ilgiyi de hatırlatarak, o kavuşma fotoğrafıyla tüm dünyaya
mesaj verildiğini kaydetti.
Sancak halkına göstermiş oldukları misafirperverlik için teşekkür eden
Çavuşoğlu, bu ziyaretten birkaç gün sonra yaşamını yitiren Tutin Belediye
Başkanı Şemsettin Kuçeviç'e de Allah'tan rahmet diledi.
"Üslubu beyan ayniyle insandır"
Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği ve buna benzer diğer dernekleri
sadece "hemşehricilik" yapan derneklerden ayırmak gerektiğine değinen
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün derneği ziyaret etmek,
birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek ve bundan sonraki süreçte de sizlerle yan
yana, omuz omuza, dayanışma içinde bölge ülkelerinde yaşananlara daha duyarlı
davranmak ve yapılabilecekleri tartışmak, konuşmak için buraya geldik. Sizinle
bir ve beraber olduğumuzu, birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzun hiçbir
zaman olmadığı kadar en üst düzeyde olduğunu ifade etmek için geldim. Üslubu
beyan ayniyle insandır. Dolayısıyla bir şahıs üzerinden bu toplantıyı açıkçası
tüme yansıtacak şekilde gerçekleştirmek istemem. Ama incindiğinizin
farkındayım. Gururunuza dokunduğunun farkındayım. Benim de dokundu, ben de bir
Balkan evladıyım. Balkan evladı olmak yetmez, insan olan herkesin böyle galiz
ifadeler karşısında rencide olmaması mümkün değil. Kınıyorum, nefretle
kınıyorum. Tekrardan ifade ediyorum, üslubu beyan ayniyle insandır."
Bilge kral Aliya İzzetbegoviç'in, "Savaşı
kaybedenler, savaşta düşmanlarının davrandığı şekliyle davranış
gösterenlerdir" sözlerini anımsatan Çavuşoğlu, "Hakkı ve adaleti,
insanca yaklaşımı ve ahlakı hayatına düstur etmiş, savaşta dahi olağan üstü
koşullarda, vahşetin, her türlü acının, her türlü insanlık dışının yaşandığı
hadiselerde bile bu duruşu, bu vakarı göstermek, Boşnak halkının en önemli
hasletlerinden bir tanesidir. Boşnak halkı, taşıdığı değerleriyle Boşnak halkı
tarihine sarılışıyla Boşnak halkı, Avrupa'nın
ortasında adeta bir medeniyet filizi gibi kendisine yakışanı her zaman her
yerde göstermiştir, bundan sonra da göstermeye devam edecektir. Kim ne derse
desin, bu asli ve asil değerlerimizi kimsenin yıpratmaya gücü de sözü de nefesi
de yetmez. Bunu da böyle bilin." ifadelerini kullandı.
İzzetbegoviç gibi bir bilgenin soydaşı, torunları, arkadaşları, çocukları
olmanın da kendilerine nasip olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "Aliya
İzzetbegoviç'in yaşantısına baktığınızda aslında Boşnaklara tutulmuş bir
aynadır. Aliya İzzetbegoviç'te Boşnak halkının
hasletlerini görürsünüz. Nedir o? Onu diğerlerinden ayıran en temel özelliği,
yazmış olduğu eserlere de baktığınız zaman Avrupa'nın
orta yerinde, çepeçevre bir başka kültür ve din tarafından kuşatılmış milletine
sadece ahlakı, doğruluğu, dürüstlüğü ve İslam'ı önermiş ve onun üzerinden ne
yaptıysa neyi gerçekleştirdiyse gerçekleştirme cesaretini göstermiştir. Onun
tek tasası, İslam ile Müslümanlar arasındaki mesafeydi. Onun bütün derdi, İslam
ile Müslümanlar arasındaki bu mesafeyi kapatmaktı. Onun yaklaşımı, devlet
yönetiminde de sosyal yaşamda da sair diğer alanlarda da ahlak üzerine
kuruluydu. Baktığınız zaman İslam Deklarasyonu olarak da ifade edilen meşhur
kitabında da ahlakı her şeyin temelindeki bir fazilet olarak gösterir. Ahlak
bambaşka bir şeydir. Ahlak insanın süsüdür. Ahlak insanın mücevheridir. Ahlak
insanın erdemidir. Yuh olsun ahlaksız olanlara."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balkanları iyi tanıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cezaevinden çıktıktan sonra birkaç dostuyla
Balkanlar'a gittiğini anlatan Çavuşoğlu, bu ziyaret sırasında Erdoğan'ın
Balkanlar'daki insanları tanıdığını, kanaat önderleriyle bir araya geldiğini,
birlikte yaşamanın, farklılıkların bir değer ve zenginlik olduğunu hem
gördüğünü vurguladı.
Erdoğan'ın siyaset felsefesi ve AK Parti programını
da bunun üzerine kurduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Balkanlar, Balkan
coğrafyası için kalbi atan ve her daim orayı sorup sorgulayan ve bilgi alan bir
cumhurbaşkanına sahibiz. Hiçbir zaman için bu anlamda yalnız kalmayacaksınız,
bunu da böyle biliniz." dedi.
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, Yunanistan'dan
11 yaşında geldiğini, geldiğinde Yunanca ve Türkçe konuştuğunu, Türkiye'de
okula ilk gittiği günlerde kendisine "manalı gözlerle bakıldığını" ve
"Sen ne kadar da güzel Türkçe konuşuyorsun, sen şimdi Müslüman
mısın?" diye sorulduğunu aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim
geldiğim Çanakkale Biga doğduğum
yere sadece
"1911'de gönderilen mektuba 2011 yılında cevap verdik"
Karadağ İslam Birliği Başkanı Rıfat Feyziç'in
2009 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı
Tuzi kasabasında Türk şehitliği ve ardından bir camiye götürdüğünü belirten
Çavuşoğlu, bu caminin imamının 1913'te bir Hırvat tarafından şehit edildiğini
kaydetti.
Caminin imamlığını daha sonra şehit edilen imamın oğlunun sürdürdüğünü söyleyen
Çavuşoğlu, 1935 yılında ise caminin kapısına kilit vurulduğunu, yapının daha
sonra harabeye dönüştüğünü aktardı.
O dönemde başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
2011 yılının Kadir Gecesi'nde bu caminin açılması
talimatı verdiğini ve TİKA'nın bu talimatı yerine getirdiğini dile getiren
Çavuşoğlu, açılışın belirtilen tarihte Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ tarafından
yapıldığını kaydetti.
Rıfat Feyziç'in, ilk ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bu
caminin mütevelli heyetinin 1911 yılında dersaadete bir mektup göndererek, kaynak
istediğini, ancak bu mektuba Balkan Savaşı çıktığı için cevap verilemediğini
aktardığını da belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "İşte 2011
yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı üzerine Kadir Gecesi'nde
o cami açılırken, Bekir Bozdağ konuşmasını yaparken,
oradaki yaşlı cemaatten bir tanesi, 'Ey Başbakan Yardımcısı, Allah razı olsun ama
bir daha buraya gelmek için bizi 100 sene bekletmeyin' dedi. Biz 1911'de
gönderilen mektuba 2011 yılında cevap verdik. Arada ne oldu kardeşlerim, neden
gidilmedi, niçin sorulmadı bunu hiç düşünmeyecek miyiz? 100 yıl. Bizim Bosna'ya
da Bulgaristan'a da Makedonya'ya
da bakış açımız budur. Sadece bu ülkelerle dost olmak istiyoruz,
soydaşlarımızın ve dindaşlarımızın o ülkelerin birinci sınıf vatandaşları
olarak yaşaması en büyük arzumuz bizim. Allah'ın izniyle sağlamış olduğumuz bu
birlik ve beraberlik ruhu inşallah ilelebet yaşayacak, bunu böyle biliniz.
Sizler burada 2 milyona yakın Bosna ve Sancaklı kardeşlerimiz olarak
orada geride kalan arkadaşlarımıza, kardeşlerimize sadece dualarla değil,
zengin iş adamlarımız yatırımlarıyla hayırseverlerimiz hayırlarıyla devlet
kurumları olarak bizler de bütün imkanlarımızı seferber ederek, oradaki
kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz."
"Gafiller..."
İzzetbegoviç'in kendisine yöneltilen "Neyin mücadelesini veriyorsun, neyin
savunmasını yapıyorsun?" sorusuna, "İstanbul'un savunmasını
yapıyorum." diye yanıt verdiğini de söyleyen Çavuşoğlu, "Be hey
gafiller. Sizin bir kere Boşnaklarla ilgili bir söz söyleyeceğiniz
zaman, başınızı iki elinizin arasına alıp öyle konuşmanız lazım. Boşnak
milleti, 1995 yılında, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanmış Avrupa'daki
en büyük soykırımı yaşadı Srebrenitsa'da. 8 bin 372 şehidimiz var.
İşte iki gün önce Mladiç müebbet hapse mahkum edildi. Acılar dindi mi? Dinmedi.
Ama yüreğimiz soğudu, bir nebze de olsa soğudu. Sizler asil insanlarsınız bunu
unutmayınız. Allah'ın izniyle bu birlik ve beraberliğimiz birçok şeyi başaracak gücedönüşecektir."
Sancaktar’dan Çavuşoğlu’na teşekkür
Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar, Rasim Ozan Kütahyalı'nın
açıklamalarının ardından Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu'nun kendisini aradığını
ve her konuda yanlarında olduklarını belirttiğini aktardı. Sancaktar, bu
görüşmeleri sırasında herhangi bir hukuki girişimde bulunmaları halinde
kendilerine destek olacaklarını ifade eden Çavuşoğlu'na teşekkür etti.
Erdem’den milli birlik vurgusu
Bosna Hersek Dostları Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Erdem de Rasim Ozan Kütahyalı'nın
açıklamalarının ardından gösterilen tepkinin "partiler üstü"
olduğunun altını çizdi. NATO tatbikatında yaşanan olayın da Balkan
halkını derinden üzdüğüne değinen Erdem, "Bu gibi hareketlerin ülkemizin
istikbaline yönelik hareketler olmasından kuvvetle endişe ediyoruz." dedi.
Aydıner: Bizler kardeşler topluluğuyuz
Bayrampaşa Belediye Başkanı Atila Aydıner ise
Kütahyalı'nın ifadelerinin "yok hükmünde" olduğunu belirterek, "Bizler
kardeşler topluluğuyuz. Birbirimize gönül bağıyla bağlıyız. Bizim sevdamız öyle
günlük bir sevda değil, ezelden ebede devam edecek bir sevdanın
mensuplarıyız." dedi.
Konuşmasının ardından Dernek Başkanı Sancaktar ve Belediye Başkanı Aydıner, Bakan
Çavuşoğlu'na günün anısına Bayrampaşa Belediyesi’nin uluslararası kardeşlik
projesi “Balkanlarda Ramazan” ve “Osmanlı’dan Cumhuriyete Belge ve
Fotoğraflarla Bayrampaşa” tanıtım kitapları ile günün anısına plaket takdim
ettiler.