27 Temmuz 2024 Cumartesi   

Rafet ULUTÜRK / BULTÜRK Derneği Genel Başkanı / Bulgaristan Penceresinden

900 YILLIK HAZAR TÜRK İMPARATORLUĞU-1

 

Bundan 1300 yıl önce, Doğu Avrupa'nın Kafkaslar ile Volga Irmağı arasında kalan bölgede, Türklerin büyük bir devleti olan "Hazar İmparatorluğu"nu kurmuşlardı. Cumhurbaşkanlığı forsundaki yedinci yıldız ve bayrak, Hazar Kağanlığı'nın sembolüdür. Hazarlar, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında stratejik bir konumda yer almışlardır.
Hazar Türk devleti, Karadeniz'in kuzeyinden Tuna Nehri'ne kadar uzanan geniş bir coğrafyada hüküm sürmüştür. Günümüzde bu topraklar, Azerbaycan ve Ermenistan'ın sınırları içinde yer almaktadır. Tarihte Hazar Türkleri hakkında ilk yazıyı Heredot yazmış ve onlara "AK Hazar" diye hitap etmiştir. Grek yazısında ise "AK Hazar" ve "Hazaroi" olarak geçer. Çin kaynaklarında ise "TÜKKOİ KOZA" olarak anılır; Çinlilerin "R" harfini kullanmamalarından dolayı "TÜK" olarak ifade edilir. Bizim Hazar dediğimiz şey, onlar için "KOZA" anlamına gelir.
Arap gezgini İbn-i Fadlan, Hazar Türkleri hakkında yaptığı gözlemlerde, Türklerin sakal bırakmadıklarını ancak uzun saç ve bıyıklara sahip olduklarını, bazılarının çenelerinin altında küçük bir sakal bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca, savaşçı ve sert kişilikli olduklarını ve dillerinin Kıpçakça ya da Çuvaş lehçesi yani Türkçe olduğunu aktarmıştır. Bu dil, günümüzde hala Rusya içerisinde Özerk Çuvaş Cumhuriyeti'nde konuşulmaktadır. Günümüzde, Çuvaşların, Hazar diline benzeyen bir dil kullanan Bulgarların torunları olduğu bilinmektedir. Kesin olarak söylenebilecek tek şey, Hazarların "Türk" bir ulus olduğu ve Asya steplerinden koparak Batıya doğru hareket ettikleridir. Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucusu Selçuk Bey'in babasının da bir Hazar komutanı olduğu da bilinmektedir.
Hazar İmparatorluğu'nun tarihinde önemli bilgiler şu şekildedir:
Hazar İmparatorluğu'nun adı, Hazar Denizi'ne dayanmaktadır. Hazarlar M.S. 190-1100 yılları arasında, yaklaşık 900 yıl boyunca Karadeniz'in kuzeyinde egemenlik sürdü.
Bu imparatorluğun en parlak dönemi, M.S. 600-950 yılları arasına denk gelmektedir, yani sadece parlak dönemleri 350 yıl boyunca devam etmiştir.
Hazar İmparatorluğu'nun tarihini ve kültürünü günümüze aktarmada zorluk yaşandığı belirtiliyor ve bu durumun çocuklara doğru bir şekilde aktarılamadığı ifade ediliyor.
İmparatorluğun kurucusu Hazar Kağan'dır ve başkenti Semender ve İtil'dir. Devletin resmi dili Göktürkçe'dir ve Devlet Başkanı Kağan'dır. Hazarlar, İdil kıyıları ve Kırım yarımadası arasında bir Türk boyu olarak tanımlanmaktadır. Hazarlar, Batı Hun Devleti'nin yıkıntıları üzerinde devlet kurdukları ve Göktürk İmparatorluğu'nun batı kolu olarak geliştiği ifade edilmektedir. Bu günkü yerleri Rusya içerisinde bulunan Tataristan Özerk Devletinde İdil Volga Nehri üzerindedir. Başkentleri İdil'dir ve bu şehir en az 200 yıl boyunca Hazarların başkenti olarak hizmet vermiştir. Hazarlar, Kiev'in de kurucusu olmuş ve başkentlerini zaman içinde değiştirmişlerdir.
Hazar İmparatorluğu'nun yönetim sistemi çift krallık düzenine dayanmaktadır. Hakan, devlet işlerine doğrudan müdahale etmez, sembolik olarak devleti temsil ederken, Hakan-beh ise devletin yönetiminden sorumludur. Hazarlar, tarım ürünleri olarak pirinç ve balığı yetiştirmişlerdir. Hazar İmparatorluğu, Avrupa ile Asya arasında önemli bir ticaret yolu olarak işlev görmüştür. İpek Yolu'nda ipek, kürk, balmumu, bal, mücevherat, gümüş eşyalar ve baharat ticareti yapılmıştır.
Hazar Kağanları, Müslüman, Hristiyan ve Musevi topluluklarına karşı hoşgörülü olmuş, din özgürlüğüne saygı göstermişlerdir.
589 yılında başlayan Pers-Bizans savaşları, Müslümanların Peygamberi'nin geleceği döneme denk gelir. Bu savaş 30 yıl sürecektir. Savaşın bir tarafında Persler (İran), diğer tarafında ise Bizans İmparatorluğu bulunmaktadır.
Savaşın seyrinde, Persler Anadolu'yu işgal eder ve Bizans, Persleri Mezopotamya'ya kadar kovalar. Bu süreçte, bölgede yaşayan birçok kişi hayatını kaybeder. Bu mücadele, yaklaşık 30-40 yıl devam eder. Önemli bir ayrım ise Bizans'ın tek tanrıya inanırken, İran'ın ateşe tapmasında ortaya çıkar.
Dikkat çeken bir durum ise, Bizans'ın Perslere karşı yenilgi sonrasında Hazar Türkleri ile ittifak yapmasıdır. Hazar İmparatorluğu o dönemde Şamanist inançlara sahip olup, Hıristiyan Bizans, Şaman Hazarlar ile iş birliği yapar. Bu ittifak birkaç yüz yıl devam eder.
704 yılında Bizans İmparatoru Jüstinyan'ın oğlu, Hazar İmparatorunun kızıyla evlenir. Hazar İmparatorunun kızı Bizans'a gelin gider ve Bizans tahtına kraliçe olarak çıkar. Vaftiz olur, Hıristiyanlığı kabul eder ve Teodora adını alır.
Hazar İmparatorunun oğlu Orhan, 708 yılında Bizans İmparatorluğu'nun Erzurum Valiliği'ne atanır. Takvim 741 yılına geldiğinde ise bir kez daha Hazar Türkü bir kız, Bizans İmparatoru Konstantin ile evlenir. Bu evlilikten doğan IV. Leo Hazar, 775 yılında tahta çıkar.
775 ile 780 yılları arasında Hazar Türkü Leo, Bizans İmparatoru olur. Daha sonraki yıllarda ise Türk Bardan adlı bir Türk, Bizans İmparatoru olarak seçilir. Ancak, Hazar Türkü Bardan bu teklifi reddeder ve imparatorluk koltuğunu kullanarak darbeyle gelmeyi reddeder. Bu olay, 803 yılında büyük bir demokratik durumu simgeler. Hazar Türkleri, yıllar boyunca kraliçe, vali ve imparatorluklar kurmuşlardır.
Hazarların Museviliği kabul etmesi, tarihin kırılma noktalarından biridir. Hazar Türk İmparatorluğu, diğer Türk toplulukları gibi geleneksel Türk hoşgörüsünü benimser ve içinde farklı dinlere mensup insanları barındırır. İmparatorluğun sınırları içinde Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler gibi çeşitli dinlere mensup insanlar bulunmaktadır. Museviler, özellikle Bizans'tan kaçanlar, Hazar Türk İmparatorluğuna sığınmışlardır.
700'lerde Hazar İmparatorluğu, siyasi olarak Musevilik dinini seçer. Bu dönemde, Arap saldırıları (Müslümanlar) ve Bizans'ın Hıristiyanlık baskısıyla karşı karşıyadır. Hazar Türk İmparatoru, bu durumu çözmek için Araplar, Hıristiyanlar ve Museviler arasından en bilgili din adamlarını çağırarak bir görüşme düzenler. Toplantı sonucunda Hazar İmparatoru, Araplar ve Hıristiyanlara karşı daha eski olan Musevi dinini seçer. Bu tarihten itibaren Hazar İmparatorluğu siyasi olarak Musevilik dinine geçmiş olur.
Ancak, bu durum Hazar Türk İmparatorluğu içinde yaşayan herkesin Musevi olduğu anlamına gelmez. İmparatorluk, çok uluslu bir yapıya sahiptir ve Hazar Türkleri, bu geniş coğrafyada Tuna'dan Volga'ya, Hazar Denizi'ne kadar uzanan bölgede yaşamışlardır. Ayrıca, Hazar Türkleri ahşap temelli bir toplum olup, yazılarını ahşap üzerine oyma yapmışlardır. Bu özellikleri, arkeologlar tarafından da belgelenmiştir.
Yahudi ansiklopedisi ve diğer kaynaklar, Hazarların Türk kökenli bir halk olduğunu ve Musevi dinini kabul ettikten sonra da Yahudi topluluğunun ırk birliğini içermediği ve Hazar Türkleri arasında Museviliğin devletin siyasi bir tercih olduğunu gösterir.

Tarih: 18 Kasım 2023 Cumartesi    Hit: 1099




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol