19 Nisan 2024 Cuma   

YENİ KÜRESEL DENGELER

 

BAZEN ne kadar umutlu ve çalışkan olsanız da koyduğunuz hedeflerin çok uzağına düşebilirsiniz. Zira öngörüler ve planlamalar olası ihtimallerin olağan hayatın akışında gerçekleşmesi durumda hayat bulacağı kaçınılmazdır. Oysa ki değişen dünya dengelerinde her oyucunun bir takımı ve o takımın farklı hedefleri olabilmektedir. 
NATO’nun kuruluş amacını ve hala varlık nedenini düşündüğümüzde bize en yakın ittifak sağlayacak ülkelerin bu gurubun içinden çıkması beklenir, ama realite öyle gerçekleşmiyor…  Ya da Birleşmiş Milletler de uygulanan yönetim biçimini çocukluğumdan beri sorguladığım halde ancak 48 yaşıma geldiğimde bir Türk Siyasi lideri çıkıp da dile getirebilmiş olması her sözün her zaman söylenemeyeceği gibi her zaman seçtiğinizi sandığınız insanların ülkenizi sizin talepleriniz doğrultusunda yönetemediğinin de bir işareti olsa gerek.
Orta Doğu’yu bekleyen çok gergin sürecin yanı sıra hemen yanı başımızda gittikçe ısınan güney ve doğu komşularımız 10 bin kilometre uzaktan güdümlü huzursuz edilmekte ve savaş moduna çekilmeye çalışılmaktadır. Oysa ki barış umudu ile yapılan girişimlerin bir şekilde önünü kesen dünya güçleri bir kez daha bizlere savaş ekonomisinden kopamayacaklarını göstermektedirler.
Önümüzde çok fazla alternatif yok…
Ülkemizin etrafında ki ısınan atmosferin soğutulmaya çalışılması ve bu dengeler içinde olabilecek en aktif rolün üstlenilmesi Türkiye’nin bir misyonu olarak önümüzde durmaktadır. Tüm bu aşamalarda unutulmaması gereken bir şey varsa oda 15 Temmuz darbe girişiminin yine kendimize müttefik sandığımız bazı güçlerin kontrolünde gerçekleştiğini asla unutmamak ve buna uygun olarak gerektiğinde pozisyon alırken bunları değerlendirmektir.
Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’nin geleceğini şekillendirmek için uluslar arası arenada verdiği mücadelede desteğe ihtiyacı olduğu kesindir. Bunu da şu aşamada MHP ciddi anlamda gerçekleştirse de maalesef ana muhalefet partisi konumundaki CHP akıl almaz senaryoların içine girmektedir. 
Artık CHP’ye oy veren arkadaşlarımın bu noktadan sonra yeni arayışlar içine girdiklerine pek çok yerde tanık oluyorum. CHP uzun zamandır süreci yönetemeyen cılız, basit ve ülke menfaatlerine aykırı tutumuyla herkesimden tepki almaktadır. 
İşin en acı kısmı ise hepimiz biliyoruz ki Kemal Kılıçdaroğlu her zamanki gibi bu seçimi de kaybedecek ve yine her zamanki gibi istifa etmeyecek. İşte Cumhuriyeti kuran CHP’nin bugün bir dikta anlayışı ile getirildiği durum maalesef bundan ibaret.

Tarih: 15 Aralık 2017 Cuma    Hit: 1518




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol