20 Nisan 2024 Cumartesi   

VENEZUELLA’DA NELER OLUYOR?

 

SON zamanlarda Dünya kamuoyu Venezuella’da olanları yakinen takip etmekte. Bilindiği üzere Venezuela’daki meşru Nicolas Maduro hükümetine ABD cihetinden haksız bir darbe girişiminde bulunulmaktadır. ABD bu darbeyi meşru lider Nicolas Maduro’yu görevinden azlettirip yerine kendi güdümlerindeki ulusal meclis başkanı Juan Guaido’yu ikame etmeye çalışmak ile bunu yapmaktadır. Ancak bu sürecin nedenini anlayabilmek için Amerika kıtasının tarihinde bir dönüm noktası olan 1492 yılına inmemiz gerekir. Bilindiği gibi İspanya’nın desteği ile Kristof Kolomb Amerika kıtasını keşfeder ve ilk olarak mahiyetindeki kimseler ile beraber ABD’nin biraz güneyinde kalan Bahamalar’a çıkar. Bu tarih Latin Amerika’nın nakıs tarihinin başlangıç noktası olur. Zira bu tarihten sonra kan, acı, gözyaşı Latin Amerika’nın ayrılmaz bir parçası haline gelir. 
Batılılar Latin Amerika kıtasına geldikten sonra ilk olarak kıtada meskun Kızılderilileri köleleştirirerek onları altın, gümüş, cıva madenlerine çalışmaya gönderir. Bu esnada Kızılderililerin çoğu şartlara dayanamayarak hayatını kaybeder. Öyledir ki Batılılar kıtaya gelmezden evvel yerlilerin nüfusu 70 milyon iken 3 asır içerisinde 1.5 milyona düşer. Bu süreç içerisinde İspanya ve Portekiz tarafından kıtanın bütün zenginlikleri Avrupa’ya aktarılır. Öyledir ki Bolivya’nın Potosi kentinin zengin gümüş yatakları 16. yüzyılda keşfedilir ve bu yataklardan 200 yılı aşkın bir süre Avrupa’ya 16 milyon kilogram ton gümüş sevkedilir. Bu sayı o devrin bütün Avrupa’sının gümüş rezervinin 3 katıdır. Daha ilerleyen zamanlarda ABD şirketler vasıtası ile petrol başta olmak üzere Latin Amerika’nın pek çok zenginliğini sömürmüştür. 
Altını çizerek söylemek isterim ki Amerika’nın derdi asla ve kat’a Venezuela’ya demokrasi getirmek değildir. ABD’nin yegane derdi Dünya’nın en zengin petrol rezervine sahip Venezuela’nın bütün petrolünü sömürmektir. Sömürgecilik tarihi kitabının yazarı Raimondo Luraghi Latin Amerika kıtasının dününü ve bugününü şöyle açıklamıştır: ‘’İspanyol ve Portekiz egemenliklerinin yıkılmasından sonra ortaya çıkan yeni devletler, daha baştan kötü hayat koşulları içine düştüler.  İspanyollar’ın kısır sömürgeciliği, cahillik ve sefalet içindeki insan yığınları bırakmıştı buralarda; çok sayıda ve çalışkan bir burjuva sınıfı yaratmamıştı sadece, halktan kopuk, kendi kendine yeterli ve otoriter büyük toprak sahibi  oluşturmuştu. Bunun sonucunda, bu ülkeler, devamlı yokluklar, kargaşalıklar ayaklanmalar karşısında kalmıştı. Başka bir deyimle, İspanya sömürgelerinde sanayi devrimini yaratamamıştı. Böylece Latin Amerika, ABD’nin, ‘’ağabey’’ ve ‘’büyük sopa’’ politikasıyla yarı korunup yarı sömürülerek, sefalet için, zaman zaman hükümet darbeleri, ihtilaller ve diktatörlerin baskıları altında yaşamıştır.’’

Tarih: 19 Şubat 2019 Salı    Hit: 2594




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol