14 Şubat 2025 Cuma   

İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

TV’DEKİ BÜYÜLÜ DÜNYANIN ARKASINDAKİ PROBLEM

 

Günümüzde televizyon dizileri, hayatımızın bir parçası hâline geldi. İşten eve döndüğümüzde ya da hafta sonu dinlenirken, birçok insanın tercihi bir dizi izlemek oluyor. Peki, ekran başında geçirdiğimiz bu zaman, bireyler ve toplum üzerindeki etkisini ne kadar fark ediyoruz?
Öncelikle, diziler yalnızca birer eğlence aracı değil; aynı zamanda hayatımıza yön veren birer kültür aktarıcısıdır. Özellikle dramatik yapımlar, izleyiciyi kendi yaşamıyla özdeşleştirebileceği karakterlerle buluşturur. Bir aşk hikâyesi, aile dramı ya da bir başarı öyküsü, izleyenlerin duygusal dünyasında derin izler bırakabilir. Bu durum, izleyicinin gerçek hayattaki ilişkilerine ve beklentilerine bile etki edebilir.
Ancak dizilerin olumlu yönleri kadar tartışmalı etkileri de bulunmaktadır. Örneğin, bazı dizilerde şiddet, entrika ya da ahlaki değerlerden uzak davranışların idealize edilmesi, özellikle genç izleyiciler için olumsuz bir rol model oluşturabilir. Bu tür içerikler, toplumsal değerler üzerinde erozyon etkisi yaratabilir.
Diğer yandan, kaliteli ve iyi kurgulanmış diziler, izleyiciye yeni dünyalar açabilir. Tarihi diziler, geçmişin izlerini bugüne taşırken; bilimkurgu yapımları, hayal gücünü besler. Komedi dizileri ise hayatın stresinden bir süreliğine uzaklaşmamızı sağlar. Bir dizi yalnızca eğlendirmenin ötesinde, izleyiciye bir şeyler öğretebiliyorsa, gerçekten başarılı sayılır.
Televizyon dizilerinin insan üzerindeki etkisini anlamanın bir diğer yolu ise onların gündelik hayatımıza olan yansımalarını gözlemlemektir. Popüler bir dizide kullanılan bir replik, bir kıyafet ya da bir müzik, kısa sürede herkesin diline dolanabilir. Bu da, dizilerin yalnızca bireysel değil, kültürel bir güç hâline geldiğini gösterir.
Diziler insanın hem duygusal hem de düşünsel dünyasına derin etkiler bırakabilir. Burada önemli olan, bir izleyici olarak bilinçli seçimler yapabilmektir. İzlediğimiz içeriklerin hayatımıza ne kattığını ya da bizden ne götürdüğünü sorgulamak, ekran karşısında geçirdiğimiz zamanı daha anlamlı hâle getirecektir. Unutmayalım ki diziler bizim üzerimizde bir iz bırakıyorsa, biz de onları seçerek kendi hikâyemizi yazıyoruz.
Günden güne yaygınlaşan ve normalleşme çabaları toplumları bambaşka bir evrenin içine çekmeye başladı. Birileri bir topluma neyi dayatmak istiyorsa o toplumun izlediği dizilerin,filmlerin ve TV programlarının arasına o istediklerini çok rahatça sıkıştırabiliyorlar. Bizlerin çok masum gördüğü birçok projenin içerisinde de o toplumu yerle bir edecek alt yapının oluştuğunu görebiliyoruz.
Günün sonunda sabah düğmesine basıp açtığımız ve gecenin ilerleyen saatlerinde ise kapattığımız o büyülü kutunun içinde yararından çok zararının olduğunu unutmayalım... Elimizdeki cep telefonlarınızın ise ondan bir farkının olmadığını da arada kendimize hatırlatmaktan geri kalmayalım...
Normalleşme kelimesinin karşılığının gerçek manada anlaşılmamış olduğunu ise; İzlediğimiz her diziden sonra aile içinde geçen ya da iş yerinde bir önceki akşam TV'de ne gösteriliyorsa o programın konuşulduğu esnada yapılan ağır eleştirilerden anlayabiliyoruz.
Büyülü dünyanın gizemli mesajlarına maruz kalmamanız dileğiyle...

Tarih: 15 Ocak 2025 Çarşamba    Hit: 1178




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol