14 Mart 1827’de 2. Mahmut
döneminde açılan modern tıp okulu Mekteb-i Tıbbiye’nin İngiliz işgal birlikleri
tarafından basılmasına karşı tepkilerini göstererek, vatanın ve tıbbın
özgürlüğüne dair tıbbiyelilerin sergiledikleri üstün mücadele gelenekselleşerek
her yıl Mart ayının 14’ünde kutlanan Tıp Bayramı bu yıl da Bayrampaşa Devlet
Hastanesi’nde coşkuyla kutlandı.
Bayrampaşa Devlet
Hastanesi’nin Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen 14 Mart Tıp Bayramı
programına katılan davetlilere, tıbbiyelelilerin vatanın bütünlüğü ve
bağımsızlığı için gösterdikleri mücadele sinevizyon eşliğinde izletildi.
14 Mart Tıp Bayramı
etkinliğine, Bayrampaşa Kaymakamı Osman Aslan Canbaba, Bayrampaşa Belediye
Başkanı Atila Aydıner, Bayrampaşa İlçe Emniyet Müdürü Necati Aktuğ Şahin,
Bayrampaşa Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. S. Fikret Turan, MHP Bayrampaşa
İlçe Başkanı Yaşar Kaba, Bayrampaşa İlçe Sağlık Müdürü Yusuf Oğuz Canbulat,
Bayrampaşa İlçe Sağlık Müdürü Yardımcısı Dr. Aydın Korkmaz ve Bayrampaşa
Müftüsü Yılmaz Küçük’ün yanı sıra doktorlar ile hastane personeli katıldı.
TURAN: TIP BAYRAMI
VAROLUŞ MÜCADELESİNİN MİHENK TAŞIDIR
Açılış konuşmasını yapmak üzere söz alan Bayrampaşa Devlet Hastanesi Başhekimi
Uzm. Dr. S. Fikret Turan yaptığı konuşmada, “Büyük özveri ve gayretle yüce
vatanımızın güzel insanlarına şifa dağıtan, emektar sağlık çalışanları,
meslektaş ve kardeşlerim 14 Mart Tıp Bayramı programımıza hoş geldiniz. 14 Mart
tarihi yakın zamana kadar sadece tıp camiası ve hekimlerin bir günlüğüne
hatırlandığı, sorunlarının çok az bir kısmının dile getirildiği, mesleğimizle
ilgili kısır konuşmaların yapıldığı ve benzeri konuların tartışıldığı, kısıtlı
ve monoton seminerler şeklinde kutlanılan bir gündü. Lakin, son birkaç yıl
içinde ülkemizde yaşanan olumsuz ve vatanımızın bekasına kast edecek düzeye
kadar erişen tehlikeleri hep birlikte yaşadık. Her alanda olduğu gibi tıp
camiasında da bu gibi durumlar bizleri derin üzüntü ve endişeye sevk etmiştir.
Ancak, bu istenmeyen durumlarda tarihimize baktığımızda asla karamsarlığa ve
umutsuzluğa düşmememiz gerektiğini bizlere öğreten tarihi bir geçmişimiz
olduğunu da görmekteyiz. Atalarımızdan bizlere miras kalan ve adeta genlerimize
işlemiş olan bu özelliğimizi yeri geldi Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u
fethinde, yeri geldi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İstiklal Savaşı
mücadelesinde, yeri geldi 15 Temmuz’da bu asil millet bize ispat etmiştir.
Nasıl ki daha 2 yıl öncesinde tanklara ve savaş uçaklarına demokrasi
literatürüne geçecek nitelikte ellerinde sadece bayrağımızla karşı koyan bir
mücadele sergilendiyse, Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul’un işgalinde benzer
direnişin tıbbiyeliler tarafından o dönemde yapıldığını biliyoruz. Tüm bu zaman
içinde 14 Mart Tıp Bayramı sadece mesleki konuların ve sorunların tartışıldığı
bir gün olmaktan çıkarak, bunların yanı sıra asıl amaç ve çıkış noktası olan
bir varoluş mücadelesinin mihenk taşlarındandır. Ülkemizin mevcut durumunda da
post modern bir kurtuluş mücadelesi verdiğmiz açıktır. Cephede savaşan
askerimiz; vatanımız ve milletimizin bekası için nasıl ki, canını ortaya
koyarak savaşıyorsa, bizlerin de işimizi en iyi ve en doğru şekilde yapmamız
gerekliliği kaçınılmazdır. Zira ben şuna inanıyorum; Vatanını en çok sevmek,
işini en iyi yapmak demektir. Değerli katılımcılar ve değerli meslektaşlarım,
İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerinin Çanakkale Destanı’nda bugünkü İstanbul
Tıp Fakültesi eski adıyla Darülfünun öğrencilerinin ayrı bir yeri vardır.
Darülfünun 1. sınıfta eğitim gören tıbbiyeliler eğitimlerini bırakarak,
Çanakkale’ye koştular. İkinci tümen halinde Gelibolu’ya vatan savunması için
cepheye gittiler. Malesef bir Anzak baskını sonucu tüm öğrenciler şehadete ulaştılar.
Bu nedenle sonraki yıl açılışta siyaha boyanan Darülfünun 1921 yılında hiç
mezun verememiştir. Emperyalist işgalci güçlere karşı mücadelenin
başlangıçlarından olan 14 Mart Tıp Bayramı’nın tüm sağlık çalışanları ve
meslektaşlarım için şiddetin olmadığı, saygı ve sevginin egemen olduğu, dünya
tıbbı ile entegre, dünya standartlarının üzerinde insani duyguları barındıran
günlere vesile olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
CANBABA: TIBBİYELİLERLE
GURUR DUYDUM
Başhekimin ardından kısa bir konuşma yapan Bayrampaşa Kaymakamı Osman Aslan
Canbaba ise, “14 Mart Tıp Bayramı’nın tarihsel geçmişini bizlere izleten, bu
sinevizyon gösterisini hazırlamakta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Milletimize yakışan bir başlangıcı yapan tıbbiyelilerli açıkçası gurur duydum.
Tıp alanı en başarılı çocuklarımızın tercih ettiği bir alan. Bu zeki
çocuklardan da böyle cesur davranışlar beklenir diye yorumluyorum. Atatürk,
beni Türk hekimlerine emanet edin derken, sizlere olan güvenini ortaya
koymuştur. Biz dünyanın en iyisi olmak durumundayız. Herkes hangi konumda
bulunuyorsa elinden gelenin en iyisini yapmak zorunda. Tüm doktorlarımızın,
sağlık personelinin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum” diye
konuştu.
AYDINER: TIP, ALLAH’IN
HUZURUNDA KABUL EDİLEN İLİMLERİN BAŞINDA GELİYOR
Programın son konuşmacısı olarak kürsüye davet edilen Bayrampaşa Belediye
Başkanı Atila Aydıner, “Tıp, Allah’ın huzurunda kabul edilen ilimlerin başında
geliyor. Tıp ilmi insanlara şifa dağıtan, insanları tekrar hayata döndüren,
insanların geleceğini yakınen ilgilendiren bir ilim dalıdır. Kuran-ı Kerim’de
de ilimler tıp ilmi, astronomi ilmi ve Kuran ilmi olarak sıralanmıştır. Her kim
ki bu ilimler ile amel ederse O’na cennet müjdelenir” dedi.
Tıp ilminde yardımcı rollerde görev alan başta hemşirelerimiz olmak üzere
sağlık alanında çalışmalar yapan tüm kardeşlerimiz de bu ilim dalı içerisinde
hayırlı bir hizmet verdiklerini asla unutmamalıdırlar diyen Başkan Aydıner, “Bu
bir ekip işidir. Ameliyathanede doktor yanında asistanları ve yardımcıları
olmadan başarıyı yakalayamaz” diye konuştu.
Kendisinin de eczacı olduğunu hatırlatan Aydıner, sinevizyon gösteriminde
tıbbiyelilerin gösterdiği kahramanlıkla gurur duyduğunu belirtti.
Tıbbiyelilerin o dönemde gösterdiği bağımsızlık mücadelesini, 2 yıl önce
yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminde halkın gösterdiği kahramanlığa benzeten
Aydıner, 15 Temmuz’da da Türk halkının tarihteki tıbbiyeliler gibi meydanlarda
aynı direnişi ve aynı kahramanlığı gösterdiklerinin altını çizdi.
14 Mart Tıp Bayramı’nın tüm sağlık çalışanlarına ve ülkeye hayırlar getirmesini
dileyen Aydıner, yeni yapılacak hastaneyle ilgili bilgiler de verdi.
Mevcut hastanenin 3 yıllık bir ömrü kaldığını vurgulayan Aydıner, yeni
Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nin projesinin bittiğini müjdeledi.
Yeni hastaneyle ilgili son gelişmeleri bakanlığa ilettiğini söyleyen Aydıner,
“Daha iyi bir yerde, daha iyi bir şekilde hizmet verecek olan yeni Bayrampaşa
Devlet Hastanesi’nin içinde Onkoloji Merkezi’de bulunacak. Bunun yanı sıra
hastanemiz 300 veya 350 yataklı olacak” dedi.
Bayrampaşa Belediye
Başkanı Atila Aydıner’in konuşmasının ardından hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle
son bulan programda davetlilere yiyecek ikramında bulunuldu.