19 Nisan 2024 Cuma   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

TANKLAR DEĞİL, ALGI EZİYOR...

 

YAŞADIĞIMIZ tonlarca acıya, coğrafyamızda atılan yas çığlıklarına, yıllardır toprağa verdiğimiz yiğit vatan evlatlarının hüznüne, dört bir yanımızı çevreleyen ateş çemberine ferasetle karşılık vermiş, yeri geldiğinde, gözlerimizi ağırlaştıran yaşları düşmanı sevindirmeyerek yere düşürmemiş, yitip giden aslanların ardından "Vatan sağ olsun!" deyip yumruklarını sıkmış ama asla sokaklara dökülüp çapulculuk, şehir eşkıyalığı yapmamış, yitirdikleriyle vatanına düşman olmamış aksine memleket sevdasını kalbinde daha da derine nakşetmiş sağduyulu bir milletiz biz. 
15 Temmuz da bu milletin yürekli fertlerinin, gövdesini vatanı için siper etmekten bir dakika bile imtina etmeyeceğinin en büyük örneklerinden biri oldu. 10 yılda bir darbelerle muhtıralarla oyalayıp bizi dünya devletleri arasından elimine etmek için her türlü müdahalede bulunan dış örgütler nasıl geleneklerini bozmayıp darbe girişiminde bulunduysa bu büyük millet de son yıllardaki uyanışını kanıtlarcasına hem dışarıdaki hem içerideki hainlere cevabını verdi. Canını, malını mülkünü, elinde ne var ne yoksa her şeyini o gece vatanı için feda etmeye hazır oldu. Ve 249 can gitti. Bizim canımız. Biz bu topraklarda özgürce, huzurla yaşayabilelim diye 249 can kendini feda etti. Aileleri mahzun ama gururlu. Üstad’ın hitabına kulak vermiş gibi hepsi; Mehmed’im sevinin başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte, yarın elbet bizim elbet bizimdir/Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.” Yarın bizim oldu. Gün doğdu ve o tekerlek tümsekte kalmadı. O geniş gönüllü insanların sayesinde oldu bunlar. Hepsine Allah rahmet etsin. 15 Temmuz hain kalkışmasının üzerinden 1 yıl geçmişken bir kez daha ruhları şad olsun.
1 yıl geçti geçmesine fakat öfkemiz hala o günlerdeki gibi diri mi orası muamma…
Daha dün hain FETÖ mensubu bir mahkum mahkemeye çıkarılırken üzerinde "Kahraman" yazılı bir tişörtle mesaj verircesine, bitmedik dercesine mağrur bir edayla objektiflere takıldı. O dönem halkın idam isteğine Erdoğan "Bana gelirse onaylarım" ifadesini kullanıyordu.
Ne gündeme  ne meclise  idamı getiren var ne de imzalayıp onaylayan var maalesef.
Seçim öncesinde kalan bu tartışmalar bizim bu kalleşlere olan kinimizin, bu vatan hainlerine olan hıncımızın gazını almaktan mı ibaretti diye düşünüp üzülmekten kendini alamıyor insan. Nitekim darbeler ve etkileri sürse de onları işimize gelince kullanıp gündemde tutmak adettir bizim memlekette.
15 Temmuz'un sonu da diğerleri gibi olmasın temennisinde bulunmaktan başka bir şey diyemiyoruz bizler elbet. Kendi milletine silah doğrultan askeri görmenin acısını bize yaşatanların cezası kesilsin, tankın altında ezilmeyen millet kirli algı oyunlarının altında ezilmesin artık.

Tarih: 19 Temmuz 2017 Çarşamba    Hit: 906




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol