Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı
SPOR, BARIŞ, DOSTLUK VE KARDEŞLİKTİR
KIYMETLİ Dostlar; Futbolun beşiği İngiltere’nin ünlü Wembley Stadında şöyle bir yazı vardır; ‘’burada kazanmak değil, sahaya çıkıp mücadele etmek önemlidir.’’ Çok doğru bir söz. Sporda kazanmak veya kaybetmekten daha önemli olan mücadele azim ve gayreti ile sonrasında dostluk, kardeşlik ve kaynaşmayı sağlamaktır. Sporun ana amacı budur. Spor, resim, müzik, kısacası sanat evrenseldir. Sporun ve sanatın dili ortaktır. Her ülkeye, her millete, her topluma aynı dilden hitap eder ve aynı mesajı verir. Spor ve sanat, yapanlara verdiği hazdan ziyade izleyenlere haz vermek amacıyla yapılır.
Her yıl futbol sezonunun başlamasıyla dünyada ve ülkemizde istenmeyen üzücü olaylar ne yazık ki vuku bulmaktadır. Spor, amacının dışına çıkmakta, bazen üzücü olaylara sahne olabilmektedir. Statlarımızda meydana gelen istenmeyen olaylar maalesef ne kadar tedbir alırsak alalım, ne kadar ceza verirsek verelim yine de bazen üzüntü verici olaylarla sonuçlanmaktadır. Sporun ve özellikle en popüler spor dallarından biri olan futbolun dostluk, barış ve kardeşlik olduğu her defasında herkes tarafından vurgulanmasına rağmen yine istenmeyen olayların önüne bir türlü geçemiyoruz.
Neredeyse orta sahada meydana gelen bir taç atışına bile itirazların yaşandığı günümüz futbol dünyasında sağduyunun hakim olması en büyük temennimizdir. Dostluk içerisinde başlayıp dostluk içerisinde bitmeyen müsabakaları gördüğümüzde bu kadar tepkinin, bu kadar kendini kaybetmişliğin kimseye faydasının olmadığı hepimizin malumudur. Hepsi altı, üstü bir oyun olan futbolun adeta savaş ortamına sokulması “vur kır parçala bu maçı kazan “ yada “dişe diş kana kan” veyahut “burası bilmem neresi buradan çıkış yok” gibi kışkırtıcı, tahrik edici tezahüratların hep bir ağızdan söylenmesi bugün tribünlerin geldiği noktada çözülmesi gereken problemin çok büyük olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır.
İstanbul gibi yaklaşık 18 milyon insanın yaşadığı metropol bir kentte, her hafta 1000 den fazla maçın oynandığını düşündüğümüzde , her maça, her stada emniyet kuvvetlerini görevlendirmenin ne kadar zor olduğunu da göz önüne aldığımızda, özellikle kulüplerimizin, yöneticilerimizin, futbolcu kardeşlerimizin ve taraftarlarımızın çok daha sağduyulu, anlayışlı ve sabırlı olması gerekmektedir. Taraftarlarımızın maça giderken eğlenmeye ve keyif almaya gittiği gerçeğini unutmaması, aklından çıkarmaması gerektiğini hepimizin her an hatırlaması gerekmektedir. Tabi ki gönül verdiğimiz takımlarımızı taşkınlık yapmadan, coşku içerisinde son saniyeye kadar desteklemek hepimizin hakkı, ama karşı tarafı rencide edici, tahrik edici, kışkırtıcı hal ve hareketlerle, hakaret ya da küfür etmek de asla yapmamamız gereken bir davranış biçimidir. Bu cümleleri ülkemizin genelinde özellikle futbol müsabakalarında yaşananlar üzerine söyledim.
Futbol sonuçta üç ihtimalin de ortaya çıkabileceği bir oyundur. Kazanmak kadar kaybetmek te bu oyunun bir parçasıdır. Kazandığında nasıl sevinç ve coşku sonuna kadar yaşaıyorsa, kaybettiğinde hüzünlenmek ve üzüntü duymak ta doğaldır. Tabi ki herkes çalışmalarını kazanmak üzerine yapar, ama kaybettiğinde de karşısındaki takımın en az kendisi kadar çalıştığını ve kazanmayı hak ettiğini unutmamalıdır. Sporun doğasında olması gereken asıl unsur bu olmalıdır.
Bazen de daha müsabaka başlamadan üzüntü verici olaylar yaşanmaktadır. Bunun son örneğini 30 Aralık 2018 tarihinde Küçükköyspor ile Yıldırım Bosnaspor arasında oynanan karşılaşma öncesinde yaşadık. Küçükköyspor taraftarı 18 yaşındaki Muhammed Yücel İsimli kardeşimiz bıçaklanarak hayatını kaybetti. Muhammed Yücel evladımızın ailesinin yaşadığı acıyı kendi acımız bilerek en derinden yaşamaktayız. Olayın akabinde İçişleri Bakanımız Sn.Süleyman Soylu, Gençlik ve Spor Bakanımız Sn. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valimiz Sn. Ali Yerlikaya, Emniyet Müdürümüz Sn. Mustafa Çalışkan sıcağı sıcağına derneğimizi ziyaret ederek üzüntülerini bildirmiş ve alınması gereken tedbirleri bizlerle istişare etmişlerdir.
Şurası çok iyi bilinmelidir ki; bu olay fanatizmdir, hologanizmdir. Bu olay spor terörüdür. Sporla terör kelimelerini bir arada kullanmaktan hicap duyarak bu ifadeyi kullanmak zorunda kaldım. Bunun başka türlü bir izahı yoktur. Bunu başka bir kategoriye sokmak, değişik mecralara çekmek akla ve vicdana sığmaz. Bu olay en başta Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği olarak bizleri, üyelerimizi ve temsil ettiğimiz toplumu derinden yaralamış ve üzmüştür. Asla ve asla tekrar etmesini istemediğimiz ve tel’in ettiğimiz bir hadisedir. Her zaman ve her platformda belirttiğimiz gibi bir kez daha şunu belirtmek isteriz ki; bu ülkede yaşayan 80 milyon insan olarak bizler, dini, dili, ırkı, etnik kökeni, inancı, mezhebi, siyasi görüşü, yaşam biçimi ne olursa olsun biriz, beraberiz, kardeşiz, tek milletiz ve hep beraber Türkiye’yiz. Bizim ayrımız gayrımız yoktur ve olamaz.
Son olarak, futbol kardeşçe , dostça ve centilmence oynandığında keyifli ve eğlencelidir. Herkesin de bu keyif ve eğlenceye katkı sunması, kanunlara ve kurallara azami seviyede uyması ve saygı duyması gereklidir.
Yaşadığımız bu olayın son olmasını ve statlarımızda bir daha böyle olayların yaşanmamasını diliyor ve temenni ediyorum. Bu vesileyle Muhammed Yücel evladımıza bir kez daha Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Küçükköyspor camiasına başsağlığı diliyorum.