25 Nisan 2024 Perşembe   

ŞEKER HASTALIĞI

ŞEKER HASTALIĞI
 

Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı)

* Diyabet, sıklığı son yıllarda hız kazanarak artan kronik hastalıkların başında geliyor. Kötü beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik ve genetik faktörler diyabet hastası sayısının artmasına sebep olan başlıca faktörlerdir.
Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF), yaklaşık 463 milyon yetişkinin DM'den muzdarip olduğunu ve 2045'te bu sayının 700 milyon olarak öngörüldüğünü açıklamıştır.
Diyabet kabaca 3 sınıfa ayrılır. Tip 1, çoğunlukla çocuklukta başlayan, insülin eksikliğinin görüldüğü ve tedavisinde sadece insülinin kullanıldığı %5 oranında görülen tiptir. Tip 2, şeker hastalığı dendiğinde ilk aklımıza gelen, insülin direncinin sebep olduğu, tedavisinde diyet, egzersiz, oral yoldan alınan ilaçların da insülin ile kullanılabildiği %95 oranında görülen tiptir. Bir de Gestasyonel (Gebelik) diyabeti vardır. Bu da hastalarda gebelik döneminde şeker yükleme testleri ile tanı konan, gebelik sonrası devam edebilen bir tiptir.
Diyabetin belirtileri ağız kuruluğu, çok su içme, çok ve sık idrar çıkma, gece idrara çıkma ve sık aralıklarla yemek yeme isteği olarak sıralanabilir.
Diyabet tanısı kolayca konulabilir. Kan şekerinin herhangi bir zamanda 200 mg/dl’nin üstünde olması, açlık (en az 8 saatlik) kan şekerinin 126 mg/dl’nin üstünde olması ve/veya halk arasında üç aylık şeker olarak da adlandırdığımız Hemoglobin A1c (HbA1c) değerinin % 6.5 veya üzerinde olması diyabet tanısı için yeterlidir.
Bir de diyabet öncesi dönem (prediyabet, gizli şeker) vardır. Bu dönemde kan şekerleri açlıkta 100-126 mg/dl arasında seyreder, HbA1c ise % 5.7-6.4 arasındadır. Bu hastalara 75 gramlık 2 saatlik şeker yükleme testi (OGTT) yapılarak tanı konabilir. Diyabet bu evrede yakalandığında insülin gerekmeden diyet, egzersiz ve ağız yoluyla alınan ilaçlarla önlenebilir. Bu dönemde hastaların çoğunluğunda bir belirti yoktur, tesadüfi olarak kan testlerinde ortaya çıkarlar.
Hastalığın risk grupları obezler, hipertansiyon ve kolesterol hastalığına sahip kişiler, ailede diyabet hastası bulunanlar, hareketsiz yaşayan insanlar olarak belirtilmiştir.
Diyabet tedavisinde ilk basamak yaşam tarzı değişikliğidir. Hastalarımız diyetisyen kontrolünde yeme-içmeye başlar ve sık aralıklarla kilo takibi yapılır. Hareket etmek, yürüyüş yapmak da hastalığın ilerlememesi açısından önemlidir.
Hastalığın diyet ve egzersiz ile kontol altına alınamaması halinde ağızdan alınacak ilaçlarla tedaviye başlanır. Hastalarımız düzenli aralıklarla evde kan şekeri ölçümü yaparak hekime gelirler ve tedavi gözden geçirilir. Bu ilaçların da yetersiz olduğu durumlarda insülin tedavisine geçilir. Hastalar kendilerine günde en az bir defa insülin iğnesi yaparlar.
Kontrol altına alınamayan diyabet hastalarında ilerleyen dönemde sinir hasarı, göz hasarı ve böbrek hasarı ortaya çıkar. Tüm diyabet hastaları senede en az bir defa ilgili kliniklere giderek muayene olmalıdır.
Şeker hastalığı ayrıca koroner kalp hastalığı (miyokard infarktüsü, kalp krizi), inme ve diğer damar hastalıklarına en çok yol açan durumdur. Bu açıdan diyabetin önlenmesi büyük önem arzeder.
Belirtilerden herhangi biri ortaya çıktığında mutlaka hekiminize başvurun, erken dönemde hastalığı kontrol altına almak daha kolay olacaktır.
Unutmayın ki diyabet hastanede değil evde ve hatta mutfakta tedavi edilen bir hastalıktır. Uygun bir diyet ve tedavi ile hastalığın ilerlemesini engelleyebilir, ilerlemiş olan hastalığı da geriletebiliriz.
 

 

Uzm. Dr. Fatih Orkun Kundaktepe
Bayrampaşa Kolan Hospital
İç Hastalıkları (Dahiliye) Bölümü

 

Tarih: 21 Ocak 2022 Cuma    Hit: 2161

Fotoğraflar
  • #
  • #
Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol