Bir ilçenin geleceğini siyaset ve siyasetçiler belirler. Elbette siyaset bir erdem, bilgi ve deneyim işidir. Her önüne gelenin “bir de ben şansımı deneyeyim” diyebileceği deneme yeri değildir.
Ama maalesef bakıyorum bazı belediye başkan adayları, meclis listelerine oluştururken, halkın nabzını tutmak yerine, liyakat ve beceriden yoksun kişileri tespit edip, partilerine emek vermiş, en zor anda bile davalarını satmamış bu uğurda canını dişine takarak geceli gündüzlü çalışmış siyasetçileri bir kalemde silerek, tabanı ciddi manada darıltmışlar ve uyguladıkları bu bencil politikayla siyaseti çok kirli bir hale getirmişlerdir. İşte böyle düşünenler kaybetmeye mahkumdurlar.
Seçime girdiklerinde belediye meclis veya il genel meclis adaylarının ilçeki ve tabanındaki seçmeninden destek görmemesi durumda bunun sorumluluğundan kaçamayacaklarını hatırlatmak isterim. Meclis listelerindeki gösterilen kişiler temsil ettiği siyasi teşkilata hizmet etmiş, liyakat ve beceri sahibi, taban tarafından sevilen, ilçesinin nabzını iyi tutacak, ilçesini olduğundan daha ileriye taşıyacak niteliğe sahip olmalıdır ki, ilçesi kazansın.
Halka hizmet Hakka hizmettir anlayışını benimseyen, vatandaş odaklı, seçmeninin mutluluğunu ve refahını önemseyen, misyon ve vizyon sahibi, adaleti, hakkaniyeti, şeffaflığı, dürüstlüğü ilke olarak benimseyen belediye başkanlarının başarı şansı daha yüksektir.
Belediye başkan adayları yöneteceğiniz ilçenin nabzını iyi tutmanız lazım. İlçedeki sosyal, ekonomik, fiziki ve sürpriz hareketleri yakından takip etmek zorundasınız. İlçede yaşayan nüfusun etnik, kültürel ve sosyal yapısını bilmeyen, ilçenin coğrafi bilgilerinden habersiz ve sosyal dokusunu iyi anlayamamış, yöneteceği ilçenin ihtiyaç, imkan, potansiyel ve birikimini algılayamayan kişilerin belediye başkanı seçilmeleri mümkün değildir. Ayrıca vatandaşla, sivil toplum kuruluşları ile, ilçesindeki tüm seçmen kitlesiyle iletişim kuramayan, diyalog geliştiremeyenlerinde başarılı olma şansı oldukça sıfırdır.
Değişen dünyayı geriden takip eden, ekip çalışmasına yatkın olmayan, çalışanına değer vermeyen, çalışanları arasında adaletsizce hükmeden, kayırmacılığı ve liyakatsizliği alışkanlık edinen, başarılı çalışanını ödüllendirmeyen, belediye başkan adaylarının da seçildiklerinde başarılı olmaları mümkün değildir.
Proje üreten, ekstra katkı sağlayan, inisiyatif kullanabilen, entelektüel birikim sahibi bürokrat ve danışmanlarla koordineli çalışan, benci değil bizci yaklaşan ve bulunduğu ilçesini bir adım öteye götürmeyi misyon edinmiş bir belediye başkan adayı seçildikten sonra kamuoyunu tamamıyla arkasına alır ki, tüm ilçeyi arkasına alan bir başkanın gücünü bilmem söylememe gerek var mı.
Asıl seçimi kaybettirecek diğer önemli meseleden bahsetmek istiyorum… Başkan adayının bu seçim sürecinde etrafında güveneceği birileri olacak. Bunlar başkanı yanlış yönlendirdikleri takdirde o başkan kaybetmeye mahkumdur. Nasıl doğru yönlendirsin ki, danışmanlığın ve özel kalemin ne demek olduğunu bilmiyor...
Başkan adayı yanına bir danışman ve bir özel kalem alıyor. Bu kişileri özenle seçmelidir. Her önüne gelenden özel kalem veya danışman olmaz. Nasıl ben bir gazeteciysem, doktorluk yapamayacaksam bu seçtikleri insanlarında belirli bir vasfı olmalı, belirli bir titri olmalı.. Ama hatır gönül ilişkileriyle, amcaoğlu dayıoğlunu yanına alırsan, sana bu süreçte izleyeceğin stratejiyi, yol haritanı çizemeyen o danışman veya özel kalemle sen kaybetmeye mahkumsundur.
Bakıyorum şu seçim sürecinde birkaç başkan adayının yanında işi bilen insanlar var. Onlarda zaten yapılan kamuoyu araştırmalarında kendilerini hemen fark ettiriyorlar.
Sevgili başkan adayları bu işler çocuk oyuncağı değildir. Yanındaki danışmanının veya özel kaleminin ufak bir yapacağı teknik hata, sana çok pahalıya malolacaktır. Yanındaki adamın bir duruşu, bir vizyonu, bir karizması, bilgi, birikim ve donanımı olmalı. Yoksa körlerle sağırlar birbirlerini hep ağırlar.
Olmazsa olmaz kuralları yok sayan siyasetçiler seçimi işte böyle kaybeder... Benden hatırlatması...
Tarih: 3- Mart 2009 Pazar Hit: 4254