18 Nisan 2024 Perşembe   

İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

SANAT, HAYAT VE İNSAN

 

İnsan varoluşundan itibaren aslında sanatı da var etmiş, daha müzik icat olmadan avladıkları hayvanların etrafında dans etmeye başlamışlar. Sonra dans müzikle birleşerek bir sanat dalı haline gelmiş. Kökeninde dinsel törenler ve ayinler bulunan tiyatro aslında yine bu törenlerde yapılan hareketlerin gün geçtikçe yazılı metinlerin sahneye uyarlanması ile bugünkü halini almıştır. İnsanlar ellerine aldıkları aletlerle çıkarttıkları seslerden müziği icat etmiş sonra onu notalara dökerek ayrı bir alfabe oluşturmuşlar. Sonra ne mi oldu? Bunca rastlantı ile oluşan ve hayatın içinde olan sanatı aldık aristokrasiye mahkum ettik. Entelektüel insanların ukalalığa varan tavırları ile uzaklaştırdık halkı sanattan. Örnek mi? Tiyatro için her türlü fedakarlığı yapan bir genci “Seden tiyatro oyuncusu olmaz” diye kovan insanlar sonra onun Yılmaz Erdoğan olması karşısında hiç pişman oldular mı acaba? Ya da hayatı boyunca kendisine verilen sinemadaki rolden başka oyunculuğa hiçbir şey vermemiş insanların para babalarının desteği ile yaptığı işler ile entelektüelliklerine devam etmesi sanat etiğine ne kadar sığıyor tartışılır.
   Demem odur ki sanat; hayatın içinden gelen insanla vücut bir olgu. O yüzden hiçbir entelektüel ukalanın tekelinde ya da dudakları arasında değil. Gençler sanat için yaptıklarınızı bir ukalanın kendini bilmezin yüzünden heba etmeyin. İnatla devam edin. Kendinize güvenin ve kim olduğunuzu neler yapabileceğinizi görün.
Gazi Mustafa Kemal’in dediği gibi sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir. O damarın kopmasına izin vermeyin ve her yerde her şartta sanatı milletle buluşturun. İşte o zaman yaptığınız sanatın hazzını alacak kapasitenizi zorlayarak daha iyi daha olgun işler çıkaracaksınız.
İnsan ve Sanat hayatın içinde birleşince güzel ve alımlı. Bu yüzden sanattan kaçmayın sizi kovalamalarına izin vermeyin. “Hocam” dediklerinize dikkatli bakın zamanın onlara verdiklerini siz ne kadar zamanda toparlayabilirsiniz. Eğer o yaşa gelmeden toplayabileceğinize inanıyorsanız bırakın o hocayı. Sadece bir kişiden ders almak yerine bir hocanız olsun her ekolü deneyin suluboya resim de yapın karakalem de. Gerektiğinde teoriye yönelin gerektiğinde pratiğe ama hep kendinizi geliştirin. Öğrenmeye doymayın. Bilginin açlığı ile kıvranın göreceksiniz öğrendikçe daha da acıkacaksınız, acıktıkça öğreneceksiniz. Doymayın bilgiye ve ardınızdan gelenlere aktarın, tüm bildiklerinizi onları bilgiye boğun. Ama hor ve hakir görmeden size ustalarınızın yaptıklarının iyilerini yapın, yanlış gördükleriniz çöpe atın.
Aklınızı kullanmaktan sakın kaçınmayın. Bildiğinizi söylemekten, bilmediğinizi dinlemekten sakınmayın. Net olun sanatta ve hayatta. Nereye gitmek istediğinizi belirleyin rüzgarın sizi savurmasına, yolunuzdan çıkarmasına izin vermeyin.
Yani velhasıl “Başarı çağırıldığı yere gelir” sözünü  hayatınızın en kırmızı çizgisine yerleştirin. O zaman hayatta ve yaşamın içinde karşılaştığınız her türlü sorun ve problem karşısında nasıl ve ne şekilde tavır alacağınızı başkaları değil siz belirlemiş olursunuz.
Mesleklerinizi sizler seçin birilerinin sizleri yönlendirmelerine müsaade etmeyin. Kendi hayat standartlarında bir yerlere gelememiş insanların sizin yaşamınıza yön verme çabaları sadece değerli vaktinizi çalar.
   Saygılarımla değerli Paşavizyon okurları Sanatla kalın...



Tarih: 17 Eylül 2022 Cumartesi    Hit: 882




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol