Primer ve sekonder olarak iki alt başlıkta incelenen
Hipertansiyon; sonuçları itibarıyla en önemli sağlık sorunlarındandır. %85
oranında nedeni bilinmeyen (Primer), ama anksiyete ve genetik alt yapı ile
ilişkilendirilen Hipertansiyon yanında, sekonder dediğimiz aort koartasyonu,
cushing hastalığı, hipertiroidi, böbrek damar darlıkları gibi endokrin ve
anatomik yapısal bozukluklarla da karşımıza çıkabilir.
Diyabet, vücudumuz pankreas adlı salgı bezinin yeterli
miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili
bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir
hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani
glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.
Diyabet ve Hipertansiyon hastaları oruç tutarken uzun süreli
açlık ve susuzluk sonrasında tansiyonları ve kan şekerleri düşebilir, bu durum
istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Kişilerin gün boyu susuz kalan vücudun sıvı
ihtiyacını iftardan sahura kadar geçen zaman içinde mutlaka karşılamaları
gerekmektedir. Ancak bu sıvı ihtiyacı su ile karşılanmalıdır. Çünkü çay ve
kahve kafein içermektedir ve kafein tansiyonu yükseltici bir etkendir. Bu
nedenle çay ve kahve tüketimine dikkat edilmelidir.
Ramazan’da oruç tutmak isteyen Diyabet ve Hipertansiyon
hastaları doktorlarına danışarak oruç tutmalı, tansiyon değerlerini ve
şekerlerini sürekli kontrol etmelidir.
Dini bir ibadet olan Ramazan ayında oruç tutmak; aynı
zamanda uzun süreli açlık ve susuzluk demektir. Dolayısıyla sürekli tedavi ve
takip gerektiren Hipertansiyon ve Diyabet (Şeker Hastalığı) hastalarının bazı
konularda hassasiyeti ve dikkati gerekmektedir.
Tansiyonu kontrol altına alınmış, tansiyonla ilgili herhangi
bir komplikasyonu gelişmemiş, rutin hayatını devam ettirmekte zorlanmayan
hipertansiyon hastaları; iftarla beraber mutlaka sahuru da yapmak ve hafif,
tuzdan fakir, sebze ağırlıklı gıdaları tercih ederek oruçlarını tutabilirler.
Gün içinde birkaç kez tansiyon takibi yapmakta fayda vardır.
Diyabet hastalarından, insülin bağımlı diyabet hastaları
oruç tutmamalıdır. Uzun süren açlık hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi)
ataklarını ve kalıcı beyin hasarını tetikleyebilir.
İlaç kullanan diyabet hastaları da; yüksek kan şekeri ile
seyreden durumlar, diyabet yanında başka hastalıkların varlığı, hipoglisemi
atakları hikayesinin varlığı gibi durumlarda oruç tutmamalıdır.
Diyabet hastaları; ilaç tedavisi ile düzenli, şeker
ölçümleri ile kontrol altında olan, kan şekeri 110-140 civarında seyreden
hastalar; sahuru yapmak ve diyetini düzenlemek kaydıyla oruç tutabilirler.