İlyas ÇAĞLAYAN / Tiyatrocu / Oyuncu / Kültür - Sanat

OYUNCU OLMAK MI? AJANS MI? DOĞRUYU OKUYALIM

Son yıllarda televizyon ve sinema projelerinin büyük ilgi görmesi bu projelerde yer alan oyuncuların kazancı ve popülerliği genç nesli bu sektörde yer alma çabalarına itmekte. Çoğunluğu eğitimsiz bu gençler ajanslar vasıtası ile projelerde figürasyon olarak rol almakta küçük bir kısmı diyaloglu rollerde yer alarak emsallerinden biraz daha fazla para kazanmaktalar.
Peki ama bu oyuncu adaylarının daha doğrusu aday adaylarının hedefleri ne? Şöhret mi? Yoksa para mı? Her ikisi de olabilir mi? Meslek gereği birçok projenin arka planında yer alırken Anadolu’da epeyce şehre gittim. İlk günlerde halkın büyük ilgisini çeken oyuncular çekilen fotoğraflardan sıkılsa da bu sevginin kendilerini var ettiğinin farkına varıyor. Ancak ilerleyen günlerde yerel halktan sete yardımcı olanlarda garip bir ego başlıyor. Hocam ben bundan daha iyi oynarım, bu kız kameraya yakışmıyor gibi tenkitler yükselirken işin ne denli ciddi olduğunu sabahlanan dış gece çekimlerinde anlayabiliyorlar.
Sanıldığı gibi oyunculuk senaryodaki replikleri ezberlenerek söylenmesinden ibaret değil. Bunu da ancak gerçek oyunculuk eğitimi alanlar anlayabilmekteler. Gerçek oyunculuk eğitimi derken hayatında bir kaç defa sette bulunmuş hiç set yüzü görmeyenlerin verdiği eğitimlerde bahsetmiyorum. Mesleğin duayeni olmuş, yetiştirdiği oyuncular ustalık seviyesinde işler yapmış, sektöre katkısı olan insanların verdiği eğitimlerden bahsediyorum.
Son zamanlarda gençlerin ilgi gösterdiği bu sektörde kısa yoldan para kazanma çabasında olanların verdikleri eğitim sadece kursiyerin parasını almak için hazırlanmış bir ritüel. Hızlandırılmış kurs diyerek 2 haftada yetiştirdikleri oyuncular kamera karşısında durmayı bilmedikleri gibi karakter canlandırmaktan bihaberler. Oysa oyuncu dediğimiz kamera karşısında kendisi gibi durmaz. Canlandırdığı karakter olarak durur. Kendisine teslim edilen karakteri irdeler. O karakter onun için bir isimden ibaret değildir. Konuşma tarzını, bakışlarını, yürüyüşünü, nefes almasını bile o karakter olarak yapar. Bir oyuncu kendisine verilen karakteri oluştururken, ne yediğini ne içtiğini nasıl bir evde kaldığını hatta evinin duvarlarının rengini bile zihninde oturtur. O karakter ile güler o karakter ile ağlar, onun acısını hisseder. Oyuncunun olmazsa olmazı empatidir. Empati olmadan karakter analizini yapamaz ve o karaktere hayat veremez.
İşte bu tür bir oyuncu olabilmek için gerçek eğitimlerden uzun soluklu çalışmalardan geçmelisiniz. Amacı para toplamak olan kişilerin verdikleri eğitimlerde ne empatiyi geliştirebilir, ne ışık almasını öğrenir ne de diksiyonunuz ve artikülasyonunuzu düzeltebilirsiniz.
Hazır sektörden kolay para kazananlardan söz etmişken ajanslara da değinmeden geçemeyeceğim. Son bir kaç yıldır bazı ajanslar sosyal medya üzerinden ulaştıkları insanları “Reklam filmine seçildiniz” diyerek ajans merkezlerine çağırmakta. Sektörden uzak bu insanlarla yapılan kısa görüşmede reklam filminin kabarık bir bütçesi olduğu, yönetmenin çağrılan kişiyi beğendiği ancak profesyonel fotoğraf istediği anlatılıyor. Profosyonel fotoğrafları olmayan bu kişilerin amatör fotoğrafların oldukça yüksek bir bütçe ile çekildiği ajans bünyesindeki stüdyo bozması kırmızı perdeli odalar da bazen tacizlere bile rastlanılmakta.
Sizden ricam tarafınızdan para isteyen hiç bir ajansla çalışmayın. İşini iyi yapan ajanslar oyuncularından para almaz onlara para verirler.  SANATLA KALIN…