Değerli Paşavizyon okurları,
2025 yılının ilk sayısında, ilk köşe yazımla sizleri selamlıyorum. Öncelikle tüm okurlarımıza, sağlıklı, huzurlu ve ‘Mutlu’ bir yıl diliyorum.
Akşam, Sözcü ve son 6 yılı Hürriyet Gazetesi olmak üzere toplam 11 yıllık aktif gazetecilik kariyerimi, siyasete adım attığım Aralık 2023 ile birlikte etik gerekçelerle sonlandırdım. Ama ben daima şuna inanırım; Nasıl ki bir doktor, bir mühendis ya da bir avukat siyasete girdiğinde doktor, mühendis ve avukat kalmaya devam ediyorsa, gazeteci de siyasete girdiğinde gazeteci kalmaya devam eder. Çünkü bence gazetecilik bir meslekten ziyade bir yaşam biçimidir. Öyle ya da böyle, attığınız her adımda bir kamu yararı ve ‘haber değeri’ arıyor, her olayı 5N1K* ile açıklıyorsanız; BİNGO! Siz bir gazetecisiniz…
Bu bağlamda, Bayrampaşa’nın en köklü yerel gazetesi Paşavizyon’da köşe yazmak, Bayrampaşalı bir meclis üyesi olarak benim için ayrıca anlamlı ve çok kıymetli. Bu vesileyle, bu köşeyi yazmam için beni teşvik eden Genel Yayın Yönetmeni Cemil Sağlam’a bir kez de buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
Köşe yazmak, haber oluşturmak ve haber takip etmekten ziyade günün sonunda bir fikir beyanı. Gazeteler de tüm fikirlerin bir araya gelip çarpıştığı, okuyucuya bir kürasyon sunan özgür mecralar. Bu nedenle ben de köşemin adını ‘Perspektif’ koydum. Yani ben kendi bakış açım ve perspektifimden gördüklerimi, kendi anladığım biçimde ve kendi ifadelerimle siz değerli okuyucularımızla buluşturmak istiyorum. Vira bismillah!
***
Bir ‘köşe’den siyaset yapılmaz
Medya ve siyaset, sınırları muğlak iki alan olsa da daha yakından bakıldığında aradaki çizginin net olduğunu görürsünüz. Zira, ne bir siyasetçi gazeteci gibi ne de bir gazeteci siyasetçi gibi davranmalı. Gazeteci gibi davranan siyasetçiler genelde tribünlere oynar ve parti odalarında yalnız kalırlar. Çünkü partili siyasette aslolan bireylerin ne düşündüğünden çok parti genel merkezi, parti hiyerarşisi ve parti disiplinidir. Dolayısıyla, çatlak sesler cılız kalır, bir süre sonra kaybolur giderler.
Bu senaryonun daha vahimi ise siyasetçi gibi davranan gazetecilerdir. Haklının peşinden değil, güçlünün peşinden koşarlar. Cesaret edip, bir duruş sergileyip taraf seçemezler. Kimseden yüz bulamayınca da bir ‘köşe’den siyaset yapmaya çalışırlar. Ben böylelerini, bir dalı tutmadan diğerini bırakamayan maymunlara benzeterim. Sağcı gelenekte kullanılan çok sevdiğim bir laf vardır; Taraf olmayan, bertaraf olur. Nitekim, bu gruptakiler bertaraf olmaya makkûmdurlar.
***
‘Eşitlik’ alerjisi
Ocak ayı meclisimizde, Cumhuriyet Halk Partili kadın meclis üyeler olarak gündeme önerdiğimiz “Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı” tartışmaya konu oldu. AK Parti Grubu Şart’a, esastan değil usulden itiraz ederek şerh düştü. Ancak meclisteki argümanları bir hayli garipti. AK Partili ilçe ve büyükşehir belediyelerinin de altına imza attığı Şart’ın, “Aile yapısına zarar vereceğini” ve “Toplumu cinsiyetsizleştirmek istediğini” öne sürdüler. Tabi bir de bir kadın olarak benim Grup Sözcüsü olmamı ve tek kadın belediye başkan yardımcımızı örnek göstererek “Kadın ve erkeklerin toplumda eşit olduğunu” savundular.
Oysa ki Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı, tam da toplumda “eşitmiş” gibi görünen eşitsizliklere ışık tutuyor. Çünkü yasalar önünde eşitlik var gerçekte bu durum böyle mi? Böyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Üstelik, sadece siyasette değil, kadınlar her alanda haklarına erişmede engellerle karşılaşıyor. Hatta, iş yaşamında yukarı doğru tırmanan kadınların yaşadığı ‘görünmez’ engellere “Cam Tavan Sendromu” deniyor.
Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı, bir günde ortaya çıkmadı. Yüzyıllardır eşitlik mücadelesi veren kadınların bir kazanımı olarak ortaya çıktı. Avrupa’daki yerel yönetimlerin birçoğuna bunu imzalatmayı başardılar. Kadın dostu bir Bayrampaşa’yı önceleyen Belediye Başkanımız Hasan Mutlu’nun da bu Şart’ı, önerimiz üzerine imzalama iradesi göstermesi, kadın-erkek eşitliği bağlamında çok büyük bir kazanımdır. Çünkü inanıyoruz ki, her şey gibi, eşitlik de yerelde başlar.
Milli ve manevi değerlere gerçek bağlılık eşitliği savunmaktır
Bu belge, kadınların sosyal, ekonomik ve siyasal yaşamda eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamayı hedefliyor. Kadının her alandaki emeğini görünür kılmak, bir lütuf değil, aksine gecikmiş bir görevdir. Bayrampaşa halkının yarısını oluşturan kadınlara, karalama kampanyalarına teslim olmadan, eşit yurttaşlık hakkını teslim etmek bir onur meselesidir.
Dezenformasyonlarla kadınların eşitlik taleplerini reddetmek, ne ahlaki ne de milli değerlerle bağdaşır. Kadın-Erkek Eşitliği Şartı, bir sorumluluğu yerine getirme iradesidir.
Toplumun değerlerine yönelik bir tehdit algısı yaratarak, eşitlik talebini bir ideolojik yaftayla itibarsızlaştırmaya çalışmak, kadınların yıllardır süren mücadelelerine saygısızlıktır. Bu şartın kabulü, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun olarak, kadınların yaşam standartlarını iyileştirme çabasını ifade ediyor.
Kadın-erkek eşitliğini desteklemek, toplumun tamamının refahını artırmaya yönelik bir adım. Eşitlikten korkan bir zihniyete karşı, bu Şart’ın imzalanmasını destekleyen Bayrampaşalı Meclis Üyelerimize ve Belediye Başkanımız Hasan Mutlu’ya Bayrampaşalı kadınlar adına bir kez daha teşekkür ediyorum.
*5N1K Kuralı: Ne? Ne zaman? Neden? Niçin? Nasıl? Kim?