16 Nisan 2024 Salı   

Muhammed SANCAKTAR / Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Vekili / Geniş Açı

KÜLTÜREL DEĞİŞİM

 

KIYMETLİ dostlar;
Dünyada her anlamda hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşanmakta. Özellikle içinde bulunduğumuz yüzyılda ve bu dönemde hemen hemen her gün yeni bir değişim ve yenilikle uyanıyoruz.
Her alanda değişim yaşanırken, kültürel alanda da değişim yaşanması kaçınılmaz. Yani kültürler de hızlı bir şekilde değişikliğe ve  hatta erozyona uğruyor desek yeridir. Globalleşen dünyada, gerek keyfi ve gerekse zorunlu kitlesel göçlerin yaşandığı bu dönemde, en hızlı değişim ve dönüşümün yaşandığı alan zannımca kültürdür.
Kültürel değişimin olumlu ve olumsuz bir takım sonuçları vardır. Başka kültürlerle tanışma, başka toplumları tanıma, kültürel zenginlik olarak kabul edilirken; kendi kültürünü tamamen unutup başka kültürlerin etkisine girme de şüphesiz ki olumsuz etkilerden biridir.
Peki ne yapmalıyız? Başta biz yetişkinler olmak üzere, sahip olduğumuz kültürümüzü, adetlerimizi, ananelerimizi yaşamalıyız. Sonra da kültürümüzü gençlerimize, çocuklarımıza bizden sonraki nesillere aktarmalı ve yaşatmalıyız.
Türk toplumu olarak geçmişte yaşadığımız adet, gelenek ve göreneklerimizin bazılarının unutulduğunu veya unutulmaya yüz tuttuğunu üzülerek görüyor, izliyoruz. Bunun birçok nedeni  ve etkeni vardır.   Bu etkenlerin başında mahalle kültürünün yok olmaya başlaması, hızlı bir şekilde tüketim toplumu olarak evrilmemiz, özendirici TV reklamları, iç ve dış göçler, nüfusun gençleşmesi ve daha bir çok neden.Ülkemiz geçmişte de günümüz Misakı Milli sınırlar içinde de çok farklı kültürler barındırmıştır. Farklı kültürlere saygı duymak ve tanımaya çalışmak bizim bir arada mutlu, birlik ve beraberlik içinde yaşamamıza aynı zamanda büyük ,güçlü Türkiye’yi yaratmamıza vesile olacaktır.
Türkiye Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği olarak kültürümüzü korumak ve yaşatmak en büyük misyonumuzdur. Bu konuda her yıl bir çok etkinlik ve program düzenlemekteyiz. Bundan sonra  da yapmaya devam edeceğiz. Gerek Kadın Kollarımız, gerek Gençlik Kollarımız bu anlamda adeta seferber olmuş durumda. Çünkü biz inanıyoruz ki, bir milleti, bir halkı topla, tüfekle değil; ancak kültürünü yok ederek bitirebilirsiniz. Kültür yaşadıkça Milletler yaşar. Kültürü yok olmuş  bir milletin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Türk Milleti olarak sahip olduğumuz ve dünyanın en zengin kültürlerinden olan kültürümüzü, adet, gelenek ve göreneklerimizi yaşamak, korumak, bizden sonraki nesillere aktarmak ve yaşatmak bu ülkenin her ferdinin görevidir. Bence en önemli görevidir. Toplumumuza uygun adet ve görenekleri almamızda belki bir beis olmayabilir. Fakat aslolan kendi öz benliğimize uygun öz kültürümüzü yaşamaktır. Bu konuda herkes üzerine düşeni yaparsa sanırım kültürümüz dünya var oldukça ilelebet yaşayacaktır.
Kalın sağlıcakla….

Tarih: 15 Ocak 2020 Çarşamba    Hit: 8676




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol