Yetişkin bir insan vücudunda toplam 206 adet kemik bulunmaktadır. Bu kemikler vücudumuzun iskeletini oluşturup bulundukları bölgelere göre çeşitli görevler üstlenmektedir. Bazı kemiklerimiz ayakta dik durmamızı ve hareket etmemizi sağlarken kafatası ve göğüs kafesi gibi bazı kemiklerimiz beyin, kalp ve akciğerler gibi hayati önem taşıyan organlarımızı korumakla görevlidir. Vücudumuzdaki kemikler uzun, kısa ve yassı kemikler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yapısal olarak birbirlerine benzemekle birlikte farklı oldukları yönleri de vardır. Kırık dediğimizde kemik dokunun bütünlüğünün bozulmasından bahsediyoruz. Bu bozulma bulunduğu kemiğin yerine, şekline, hastanın yaşına, travmanın şekline ve büyüklüğüne bağlı olarak değişebilmektedir.
Genel olarak kırıkları 4 ana grupta inceleyebiliriz:
· Kısmi kemik kırıklarında kemiğin bütünlüğü kısmen bozulmuş ama kemik hala bütündür. Çatlak olarak bile tanımlanabilir.
· Basit kemik kırıklarında kemik bütünlüğü bozulmuş kemik iki parçaya ayrılmış fakat kırık uçları birbirine yakındır. Yumuşak dokuda minimal zarar vardır.
· Açık kemik kırıkları en tehlikeli gruba girmektedir. Kemiğin kırılan uçlarından biri ya da her ikisi çevre yumuşak dokuları yırtarak cilt yüzeyine çıkmıştır.
· Parçalı kemik kırıklarında kemik birden fazla yerden kırılmıştır.
Kemik kırığındaki belirtilere bakacak olursak; kırığın yerine ve şekline bağlı olarak farklılıklar gösterse de genel olarak hareketle ve hareketsizken oluşan şiddetli ağrı, bölgesel şişlik, ödem, kanama, ısı artışı ve şekil bozukluğu gibi belirtilerdir. Kırığın tam teşhisinin konulabilmesi için röntgen ve Bilgisayarlı Tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinden faydalanılabilir. Genellikle kırıklar röntgen görüntüleriyle tespit edilebilirken daha küçük kemiklerde bulunan bazı kırıklar sadece bilgisayarlı tomografide görüntülenebilmektedir. Bir kaza esnasında kırık durumundan şüpheleniyorsak ilk yardım olarak;
· Öncelikle hastayı kıpırdatmamak gerekir sonrasında eğer birkaç bölgede kırık olmasından şüpheleniyorsak ilk olarak hayati tehlike oluşturabilecek kırığa müdahale etmek gerekir.
· Açık kırık varsa kan kaybını engellemek ve enfeksiyon riskini azaltmak için üzeri bir bezle kapatılmalıdır.
· Uzun kemik kırıklarında kemik doku alttan ve üstten tahta ya da sert karton gibi ortamda hangi materyal bulunabilirse onunla sabitlenerek sarılmalıdır.
· El, kol, bacak gibi kırıklarda sabitleme yapılırken parmaklar sargı dışında bırakılarak parmak ucundaki renk değişimleri ile dolaşımın durumu gözlenmelidir.
· Hasta mümkün olan en kısa sürede mümkünse ambulansla sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Kırık Tedavisi ve İyileşme Süreçleri:
Kırığın tedavisinde öncelikli olarak kırığın olduğu kemiğin yeri, kırığın şekli ve büyüklüğü görüntüleme yöntemiyle tespit edilir. Kırık uçları ayrışmamışsa basit alçılama yöntemiyle tedavi edilebilmektedir. Eğer ayrışma var fakat kapalı olarak yerine oturtulabilecek seviyedeyse kırık uçları birbirine temas ettirilerek yine alçılama yöntemi uygulanır. Açık kırıklar ve parçalı kırıklarda çoğunlukla cerrahi gerekmektedir. Bu durumda ameliayatla doku açılarak kırık uçları bir araya getirilir ve çivi ya da plakalar yardımıyla kemikler birbirine tutturulur tekrar dokular dikilerek kapatılır. Sonrasında ameliyat edilen kemik dokusu etrafında atelleme yapılır. Kırığın iyileşme süreçleri de kemiğin yapısına ve kırığın şekline bağlı olarak değişiklik göstermekle beraber ortalama 6 ile 8 hafta arasında değişmektedir. Bu süre kemiğin büyüklüğüne göre artıp azalabilir.