25 Nisan 2024 Perşembe   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

KAYBOLAN DEĞERLER

 

BİZİM toprağımız verimli, suyumuz bereketlidir. Dört tarafında binbir çeşit güzelliği barındırır. Binbir nimeti saklar sinesinde. Havasına, suyuna, taşına, toprağına bin can feda edilir bizim memleketimizin. Geleneklerimiz göreneklerimizle, adetlerimizle yaşar bizim toplumumuz, insanımız misafirperverdir. Kadınları anaçtır, erkekleri babacandır bizim halkımızın. Gençlerimizin kanında her zaman o saf milliyet duygusu vardır. Kanları kaynar. Yediğine içtiğine kanaat eder bizim insanımız, isyankâr değildir. Tevekkülü bilir. Yumuşak başlıdır geneli, inançlıdır, inanır. Bizim insanımız komşusuna değer verir, büyüğünü sayar, küçüğünü sever, inancını hayatına katık edip yaşar; unutmaz aç olanı, darda olanı. Tüm bunların; Yakında “geçmiş zaman kipiyle” söylenebilme ihtimali de bugünün Türkiye'sinin utancıdır. Bir ütopyadan bahsediliyormuş gibi gelen şu cümlelerin anlattıkları bize bu kadar yabancı değildi eskiden. Ama maalesef değiştik. Ne insanımız yumuşak başlı, ne gelenek göreneklerimiz yaşıyor, ne birbirimizi düşünüyoruz, ne de gençlerimiz bir dostuna bin canını feda eder artık.  Tükettik zamanı tükettiğimiz gibi benliğimizi de. Artık biz diye bir şey kalmadı. "Nerede o eski bayramlar?" diyene güler olduk artık. Çünkü eskisi kadar özlemiyoruz bile "eskileri." Ne bir milli maç bir araya getirebiliyor bizi artık ne ölüm ne vatan meselesi. Birbirimizden o kadar uzağa düştük, o kadar ayrıldık ki hiçbir duygu kalplerimizi birleştiremiyor. Bu süreç ne zaman başladı bilemiyorum. Ama başladığı günden beri aynı şeyleri tartışıyoruz. Aynı saçma dairelerin etrafında dönüyoruz. Bir gün biri başörtüsü meselesini açıyor ertesi gün diğeri alkol meselesini. Biri çıkıp Türkçe ezan konusunu açıyor diğeri birkaç gün aradan sonra arşivlerden çıkardığı bir sokak olayı problemini.
Ne yapsak olmuyor, asla bu döngüden kurtulamıyoruz. Bu korkunç sınırlarla yaşıyoruz hayatımızı.
Bu kinle, bu nefretle, bu tahammülsüzlükle yaşıyoruz. Nezaket gösteren ahmak oluyor artık bizim memlekette, alttan alana enayi muamelesi yapılıyor. Birbirimize güler yüz göstermeye korkuyoruz. Çünkü bir bakış bile dayak sebebi bu ülkede. Ne oldu da "Güler yüz mü'minin sadakasıdır." hadis-i şerifinden bu kadar uzaklaştık biz?
Eskiden komşusu açken tok yatanı sahiden de bulamıyormuşuz biz halbuki. Ne oldu da şimdi birbirimizden nefret ediyoruz bu kadar? Geçen günlerde Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde bir gencin ölüm haberini gördüm. Hiçbir şey olmamış gibiydi. Sanki orada bir yaşam gitmemiş gibi. Bahçelievlerde yaşanan pompalı dehşetine ne diyeceğiz? Ne hale geldik. Yaraladığı genç yerde kıvranırken bir el daha sıkıyor. Kimsenin dikkatini Sıla’nın, Ece’nin , Asena ve Rihanna vs... ilgi görmedi. 
Aynı şekilde bir milli maçın sonucunun artık kimse tarafından umursanmadığını fark ettim geçen haftalarda. Eskiden akşam milli maç varsa eve gitmek için saat sayardık hepimiz, öyle yozlaştı, öyle polemiklerle dolu bir yapıya büründü ki her şey, eski biz değiliz artık. Eskisi gibi hissedemiyoruz hiçbir şeyi. Televizyonlarımızda müstehcenlikten, saçma sapan beyin yıkayan dizi filmlerden, içi boş tartışma programlarından başka bir şey yok. Bunlar da en çok muhafazakar diye bilinen hükümetin kanallarında yayınlanıyor zaten. Başımıza ne geldiyse bu kendimize yakıştırdığımız yalan yanlış sıfatlardan geldi. Birbirimizi etiketledik, sonra o etiketlerin sahiplerine bakıp o kavramları o değerleri aşağıladık. CHP'li vekilin biri geçen gün ezan Türkçe okunsun demiş mesela. En çok ezanla namazla işi olmayan adamların bu konularda konuşması ironik oluyor ama alışmışız artık. Tepki gösteren tepkisini gösteriyor. Nasıl olsa birkaç aya kalmaz yeni bir saçmalıkla gündemimiz sallanır diyor toplumun çoğu. Velhasıl kelam, devir; dilini tutan, el pençe divan duran, dalkavukluğunu meziyet, riyayı fazilet bilenlerin güçlü olduğu bir zaman; ahir zamandır… 
Her köşesi cennet olan memleketimizin her yerine gökdelenler dikip gururlanıyoruz(!) artık. Gerçekten de artık bir başka bizim memleketimiz.. Vesselam.

Tarih: 16 Kasım 2018 Cuma    Hit: 1234




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol