29 Mart 2024 Cuma   

Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

KANLI PİYANGO...

 

HAYATIN her alanında evet veya hayır deriz. Bunun dışında kalan ise kararsızdır. Ama en kötü karar, kararsızlıktan iyidir sözünü hatırlatalım. 
Türkiye 16 Nisan’da tarihi bir karar ile sistem değişikliğine evet ya da hayır dieyecek. ‘Evet’i savunanların ciddi argüman ve sebepleri varken Hayır diyenlerin sadece vehimleri var.. Soruyorum, parlamentarizm bize ne getirdi? Olumlu manada kattığı şey nedir? 
Mevcut sistem kavgayı, yoksulluğu, darbeleri, kaosu, işkenceleri, faili meçhul cinayetleri ve devlet kapılarında sürünmeyi yaşatmadı mı?
367 gibi hokkabazlık, motel pazarlıkları ve şiddetle siyaset yapma döneminin sona erdiği yeni bir sistem geliyor.
65 hükümet kurduk. Şartları içinde yapılsa 300 yılda ulaşacağımız hükümet sayısına 93 yılda ulaştık. Çok partili sisteme geçtikten sonra da bu sistem, darbe ve girişimler yüzünden vesayet ve kriz üretti. Kırtasiyecilik arttı. Bürokrasi hantallaştı.
***  
Türkiye her dönem iki başlılığın getirdiği problemleri yaşadı. Bu sebeple 50 yıldır liderler sistem değişikliğini hep dile getirdiler. Evren-Özal, Özal-Yılmaz, Demirel, Çiller, Ecevit-Sezer ve Sezer-Gül arasında hep sorun yaşandı. Siyasi sorunlar ekonomik buhranları getirdi, iç karmaşayı tetikledi ama bir türlü politik karara geçirilemedi. 
Erdoğan bu dönüşümü gerçekleştiren ve gerçekleştirecek en güçlü liderdir.
Ve aslında bu kanlı piyangoyu 15 Temmuz’un o büyük ve anlamlı direnişine borçluyuz. Millet tankın önünden kalkıp kendi oyuyla yeni bir tarih yazacak. Hatırlayalım, 1950 seçimlerinden sonra Şanlıurfalı bir vatandaş; “Sandığa bir kağıt parçası attım, Ankara’da iktidar değişti!” demişti.
*** 
Hayır cephesi Erdoğan karşıtlığı ve vehimler üzerine kurulmuş durumda. Darbe anayasasını sözde savunmuyorlar ama kindar bir şekilde sistem değişikliğine karşı çıkıyorlar. Hatırlarsanız Kılıçdaroğlu “Kan dökmeden bu değişikliği yapamazsınız!” demişti. 
Sonrasında mecliste ağır bir gerilim siyaseti izlediler. 
Sonra ne olduysa Kılıçdaroğlu fikir değiştirdi. Nezaket politikası uygulamaya karar verdi. Ancak bunun samimiyetsizliği de geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı. 
Malum CHP’li vekil Hüseyin Bozkurt referandumdan evet çıkması halinde evet oyu veren vatandaşları denize dökeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu da ertesi gün çıkıp “Dilimize hakim olmamız lazım.” dedi. Bu söylem özrü kabahatinden büyük denilen cinsten. “Aman referandum geçene kadar dilimize hakim olalım, oylarımızı koruyalım, sonuç istediğimiz gibi olursa niyetimizi her zaman açık ederiz zaten.” gibi bir şey olmuş bu. 
Bu tip ifadeler sizleri bitiriyor farkında değil misiniz? 
Kendi ellerinizle kendi sonunuzu hazırlıyorsunuz. Böyle kısa paslaşmalı, ekranların şak şak ortamında ve sosyal medyada “memleket çok kötü” yaygarası yapıp sonra hiç utanmadan vur patlasın çal oynasın diyenler; halinizi artık görün! 
Uyanın, toparlanın ve yenilenin! 
Çünkü millet görüyor ve biliyor. Maymunun kıçı gibi herşey ortada. Bu hırs, haset ve hınç sizi bitirdi. İçi boş kibir sarhoşu halleriniz ise, artık gelecek nesillerinizi zehirliyor. 
*** 
IMF boyunduruğunu atıp biraz gelişmek bize nasıl da doping oldu. Dünya yeniden dizayn edilirken Türkiye’yi tehditlerden çok fırsatlar bekliyor. Yeni anayasa ile kaptan köşküne çıkabilmek için yüzde 50 oyun üstüne çıkmak gerekiyor. Öyle %20-30’larla vs.. koalisyonla hükümet kurmak olmayacak. %50’yi tıpış tıpış geçeceksin yani. 
Neticede mevcut sistem artık melezdir. Fiilen yarı başkanlıktır. Yani CHP’nin savunduğu parlamenter sistem değildir. 
Sizce adil ve demokratik olan hangisi? 
Bu değişikliğe hayır demek, Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çıkmak değil, Kenan’ın anayasasına evet demektir. 
Bu iklim değişikliğini şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan’a borçluyuz. Ama hedef Erdoğan değil büyüyen ve güçlenen Türkiye’dir. Dünya 5’ten büyüktür diyen Türkiye’yi istemiyorlar. Avrupa dört koldan referandumun içinde. Ey ahali; ırkın, meşrebin, dinin, dinsizliğin senin olsun ama bu ülke hepimizin. Bu seçim nasıl olsa iktidar değişmiyor denerek ders verilecek bir seçim değildir. 16 Nisan’da “Evet” oyu bu bakımdan hayati önemdedir.
*** 
MHP tabanı referandumun hangi yöne kayacağında önemli rol oynayacaktır. Ama ilginç olan HDP’nin sivil siyaset yanlıları ‘Evet’e yakın dururken, MHP’nin muhalifleri ‘Hayır’a sıcak bakıyor. İki partideki kaymanın oranı referandumun seyrini belirleyecektir.
Bahçeli’yi tarih yazacaktır. Hülasa bu işin önemli bir başka yönüne dipnot düşmezsek olmaz. Tarih MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 11 Ekim 2016 grup toplantısındaki konuşmasını unutmayacaktır, unutmamalıdır. 
Başkanlık milletin önüne geldiyse Bahçeli’nin “Önce Milletim” demesiyle gelmiştir. 
Ülkenin geçmişinden ders alıp geleceğin hikayesini değiştiren lider olarak tarihe geçmiştir. MHP tabanı Başbuğ Türkeş’in Başkanlık sistemiyle ilgili görüşünü, tavrını ve söylemini gayet iyi bilir.
“Mevzu vatansa gerisi teferruattır.” 
Türk İslam ülkücüleri 15 Temmuz tehdit ve risklerini görmüştür. Kalın sağlıcakla..
****
Yüzbinlerin hayatını kaybettiği Suriye de fillerin tepişmesi alçakça hala devam ediyor. 
Esad’ın kimyasal saldırısı, insanlık onuru olan her vicdanı derinden yaraladı. Göstermelik ve haberlide olsa Trump’ın füze ile müdahalesi  yerinde olmuştur.



Tarih: 11 Nisan 2017 Salı    Hit: 1705




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol