25 Nisan 2024 Perşembe   

Fatih ŞENGÜLER / Mali Müşavir / Mali Analiz

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE BAŞKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN İSRAFI

 

DEĞERLİ Paşavizyon okurları merhaba;
Yabancı Para kurlarının ülkemiz Türk lirası üzerinde bu kadar değerlenmesi ve liramızın değerinin bu kadar düşmesi gündemi ve ekonomik zafiyet varken benim vergiden, sigortadan veya teknik verilerden bahsetmem hayat görüşümün tamamen dışında olacaktı.
Ben bu köşe sayesinde yüz binlere ulaşabiliyorsam ve ülkemin ekonomik savaş verdiği bu dönemde tabir-i caizse çiçekten böcekten bahsedeceksem bu tamamen israfın daniskası olurdu. İsraf ise haramdır. Bu haramı işlemeyeceğim.
Aslında köşemde vatandaşların israf anlayışından ve  kamunun tasarruf tedbirlerinden bahsedecektim ki; içimden bir ses asıl işin köklerinden bahsetmem gerektiğini söyledi.
Başlık çok açık. Sağı da solu da kendine çekecek ve Genel Yayın Yönetmenimiz Cemil Sağlam’ın gerçek ve sanal gazetesinin okunma ve tıklanma sayısını arttıracak cinsten. 
Bir ülkenin esas anlamda kalkınmasının yegane şartı siyasi iktidarın gücünden ziyade siyasi muhalefetin de o oranda güçlü olmasına dayanır.
Çünkü iktidar kararları alırken onu denetleyen ve ensesinde nefesini hissettiği bir muhalefetten ötürü her daim katbekat daha dikkatli davranması icap edecektir.
Bilinir ki doğru kararlar alkışlanır ama yanlış kararlar ise eleştirilir.
Ama maalesef  muhalefetliği bir hastalık haline getiren Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurucusu olduğu Cumhuriyet Halk Partisi halkın üstüne yüklediği gerçek manada misyonunu yerine getirmemektedir. İktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin doğru veya yanlış tüm kararlarında takındığı olumsuz tavır eleştiri konusu olmuş ve güvenilirliğini yitirmeye yüz tutmuştur. Kendi koltuk sevdaları yüzünden ülkenin gündemi ile hiç ilgilenilmemiş ve çözüm yerine suçlama politikasını ilke edinmişlerdir.
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurucusu olduğu bir partinin misyonu sizce böyle mi olacaktır? Tabi ki hayır. ATATÜRK’ün hayat görüşü sizce partinin çıkarlarını mı yoksa büyük Türkiye’nin çıkarlarını mı esas almaktaydı? Yorumu size bırakıyorum.
Gelelim İktidar partisi olan ve benimde bölgede 2 dönem Başkan Yardımcılığını yaptığım Kurucusu Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’ne. 
Hani Atatürk gibi Manevi mirası yene yene bitirilemeyen Başkan Recep Tayyip ERDOĞAN. 
Mitinginde ‘Yalnızlığımın farkındayım.’ diye cümle kuran Reis.
Yalnızlığını şimdi daha iyi anlıyoruz.
Merak etmeyin çuvaldızı hiç de öyle kıyıya köşeye saklamıyorum. En hızlısından en derininden vuracağım bam teline.
Ülkenin 16 yılda katettiği mesafe malumdur. Gerek sağlık gerek ulaşım gerek sanayi gerek savunma diğer birçok noktada gelinen seviye mutlu edicidir. Tabi ki ekip çalışmasının sonucudur bu. Hakkını vermek lazım.
Her şey iyi giderken bazı şeyler belli olmuyor ama sıkıntı olduğunda tümseği geçerken arabayı AK Parti’de Reis’ten başka bir veya iki kişi haricinde kimsenin itmediğini görüyoruz. 
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! 
Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! .
diye dillere pelesenk olmadı mi bu şiir her elimize mikrofonu aldığımızda.
Bu tümsekten tekeri atlatmak O’na mı kaldı
‘Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?’ derken Sakarya Reis’mi oldu. 
Ve bu yükü hep o mu yüklendi.
‘İsraf ekonomisinin yerine tasarruf ekonomisine geçmeliyiz.’ diye uyarı yapması normal mi?
Reis’in İdarecilerin altlarındaki ultra lüks araçların ve imkanların hepsine birebir hakim olması kontrol altına alması mümkün müdür?
Kendi işi başını almışken, partisindeki çaycısına kadar onların yerine de düşünmesi ondan beklenebilir mi?
Evet maalesef bekleniyor.
Ve Reis ne mirasmış ya, ye ye bitirilemiyor…

Tarih: 18 Eylül 2018 Salı    Hit: 1304




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol