29 Mart 2024 Cuma   

Ümit ALBAYRAK / Gazeteci Yazar / Yiğitçe

ENGELLİLER VE SPOR

 

Yazıma başlamadan önce Taksim’deki hain terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum.
Allah ülkemize bir daha böyle acılar yaşatmasın.
6 canımız gitti. Hastanelerde de tedavi gören insanlarımız var. Allah göstermesin ama belki bazıları bu acının izleriyle ömür boyu yaşayacak belki de bazıları engelli kalacak...
Tüm bunları düşünürken aklıma Ampute Futbol Milli Takımı’nın kazandığı Dünya Şampiyonluğu geldi.
Takımın Teknik Direktörü ve bazı oyuncuları Güney Doğu gazisi, bazıları araba çarpması sonucu engelli kalmışlar.
Peki ya engelli olarak doğanlar…
3 Aralık tüm dünyada Engelliler Günü olarak kutlanıyor. Birçoğumuz engellileri o gün daha çok hatırlıyor ve anıyoruz. Oysa engelliler hayatımızın her an içindeler. Yanı başımızdalar…
Ya bir komşumuzun çocuğu ya otobüste gördüğümüz bir yolcu ya da sokakta karşımıza çıkan herhangi biri değiller aslında.
Geçtiğimiz aylarda bir yazı okumuştum. Otizmli bireylere masa tenisi oynamayı ve bisiklet sürmeyi öğretmeyi amaç edinen bir kişinin yazısıydı bu. Otizmli bireyler engellilerin de ötesinde çok çok özel gereksinime ve ilgiye sahip insanlar. Çocukların spor ile beraber, vücudunda elinin, kolunun, bacağının olduğunu fark etmesinden bahsediyordu. Çok duygulandırmıştı beni.
Böylesine zor bir işi yapan tüm idealist eğitmenleri kutluyorum.
Kültür, sanat ve sporu, toplumun en önemli yapı taşı olarak görmekteyiz. Hayatımızın önemli bir bölümünü oluşturan hareket ve egzersiz, kısa adıyla sporun uğraşısının, yaş ayırt etmeksizin her birey üzerine bedensel ve ruhsal açıdan, sağlıklı ve zinde kalma adına olumlu yansımaları olduğunu biliyoruz.
Ülkemizdeki engelli birey sayısı arttıkça bireysel tedavi (rehabilitasyon) amaçlı süreç, sonrasında sosyalleşme, devamında ise sportif aktivite ve müsabakalarda bulunmaya kadar uzanıyor. Başta devletimizin insanlara yapılan yatırım ve sonuçlarına bakıldığında elbette ki sevindirici bir durum. Her bireyin hayata sımsıkı sarılması ve mutluluğun kapısını aralaması küçümsenmeyecek bir olay. Spor açısından düşündüğümüzde, bu sürecin sağlıklı işletilmesi için gerekli olan eğitmen, tesis ve malzeme önem kazanıyor. Bu üçlünün eksiksiz olduğu gibi, faaliyetlerinde devamlılığı da önem taşıyor.
Engelli bireylerin spor yapma konusu, toplumuzun her kesimi için önem taşımaktadır. Özel gereksinimli (engelli) bireye sahip aile çocuğu için, özel gereksinimi (engelli) vatandaşlara sahip devlet, ilgili kurumları valilik, belediye ve özel sektör bu sürece dahil olmalı.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘Futbol aşkı engel tanımaz’ başlığı altında “Engelli bireylerin futbol etkinliklerine katılımlarıyla sportif ve sosyal açıdan gelişim sağlanması” amacıyla, herkesin eşit şartlarda futbola erişme ve futbol oynama hakkına sahip olduğu göstermeye çalıştığı bu proje ile Ampute Futbol Takımımızın Dünya Şampiyonluğuyla adeta taçlandı. Bu elbette ki yeterli değil. Özel gereksinimli (engelli) bireylere yönelik yapılan çalışmalar her yaş grubuna yönelik, Türkiye’nin her bölgesinde gerçekleşmelidir.
Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımı’nın, Beytullah Eroğlu, Sevilay Öztürk, Sümeyye Boyacı, Abdullah ve Ali Öztürk ile Hamide Doğangün gibi ilk aklıma gelen engelli sporcuların yarıştığı Paralimpik müsabakalarında alınan başarılı dereceler de bizleri mutlu ediyor.
Yakın geçmişte de Bayrampaşa Belediyesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon ve Engelliler Merkezine kayıtlı milli okçularımız Burcu Dağ ve Erdoğan Aygan dünya şampiyonu olmuştu.

Tarih: 21 Kasım 2022 Pazartesi    Hit: 1161




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol