Sadık KAHRAMAN / Gazeteci Yazar / Şehir ve İnsan

ÇARKÇILAR ORDUSU

Ekrem İmamoğlu büyük bir havayla, caka sata sata, gömlek kollarını kıvıra kıvıra, rakibinin gönülsüz ve hevessiz ifadelerini izleye izleye seçimi kazandı. Rüzgarı da aldı arkasına, gençlik diye diye yürüdü. Sonra durdu. “İstanbul Senin!” ile süslenen şehrimizde iki buçuk yıldır henüz elle tutulur bir icraatını göremiyoruz ancak kendisi ülke siyasetiyle ilgili konuşmaktan belediyeciliğe sıra kalmıyor diye düşünerek avutuyoruz kendimizi. Yapılan zamlar ya da yaşanan teknik her türlü arıza, şehirde meydana gelen her aksaklığın faturasını bakanlığa ya da hükümete kesip her gün bir başka polemikle ilgili beyanat vermek muhakkak zor oluyordur. Hakkındaki son iddialar ise kafa karıştırıcı. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, CHP İl Başkan Yardımcısının belediyeye personel alım şartlarıyla ilgili konuşmasından bahsederek liyakatsizlikten yakındı. İmamoğlu’nun en çok sitem ettiği meselelerden olan mülakat ve liyakat problemlerinde CHP’nin şeffaf olmadığını söylüyor, aynı zamanda belediyenin büyük borç altına girdiğini de belirtiyor, daha vahimi ise terör örgütüyle bağlantısı olduğu bilinen çalışanların olduğu iddiası. Henüz dişe dokunur, mantıklı bir açıklama gelmedi. Eğer İmamoğlu memleketin politik kavgalarıyla ilgili yorum yapmaktan, Cumhurbaşkanıyla aşık atmaya çalışmaktan fırsat bulursa bir gün elbet düşüncelerini paylaşır diye bekliyoruz.?
Netice müfettişler layıkıyla raporlarını hazırlasalar başkanların çoğu mahpusluk olur.  Benden söylemesi...
***
Liyakat sorunu yeni değil malum, bunun CHP’yle özdeşleştirilmesi de sakıncalı bir tavır. Ama bu ülkede ne tam olarak doğru yapılıyor ki ithamlar, yaftalamalar doğru olsun? KPSS’de yüksek puan alan öğrencilerin mülakatlarda saçma sapan sebeplerle elenmesine yönelik eleştiriler çok haklıydı örneğin. İnsanlar çaba gösterip bir başarı elde ediyor, “Reis deyince aklınıza kim geliyor?” sorusuna(?) verdikleri cevap yüzünden gelecekleri ellerinden alınıyor. Siyasal İslamcıyız, Muhafazakar Demokratız diye uydurdukları manasız etiketler yüzünden olduklarından daha da sahtekar görünüyorlar. Onun için ne AK Parti CHP’ye ne de CHP de AK Parti’ye bu sıkıntıyla ilgili ders versin. Liyakat, vasıflı eleman çalıştırma ilkelerinin bizim topraklarımızda tekrar can bulabilmesi için çok uzun yıllara ve vicdan sahibi yöneticilere ihtiyaç var, Allah yardımcımız olsun.
***
Kılıçdaroğlu en son “Sokaklara çıkmak bizim kitabımızda yoktur.” diye açıklama yapmış. Bazen şaşırıyorum, ben bu insanlarla aynı ülkede yaşamıyor muyum acaba? Senelerdir kaybettiği her seçimden takribi 3-4 ay sonra, sokakları susturamazsınız, bu işin sonu sokaktır, diye demeçler veren biri için yine çok istikrarlı cümleler bunlar hakikaten. Belki de hayatında ilk kez haklı ama bu kez de çark etme konusundan puanı kaybediyor, kendisini yine kırık notla mezun ediyoruz bu seneden. Artık kısmet önümüzdeki seneye, bakalım yine çıkıp yenilecek mi yoksa o beklenen, Muharrem İnce’nin söz ettiği “bin birinci” yıl gelecek mi? Bilmem..
Sonuç; Türkiye’de siyasi muhalefetin sesi yurt dışı orkestrasıyla daha uyumlu çalışıyor.
Bunu net söyleyebiliriz. Çok sisli ve gürültülü günler de geçirsek, yarınlarımız aydınlıktır. Çadır Devleti olmadığının alameti 2023’te görülecektir.
Haydi hayırlısı.. 2022’nin ülkemize iyilikler getirmesini ve kötülüklerden arınması ümidiyle hoşçakalın...