19 Nisan 2024 Cuma   

Mustafa SÖNMEZ / Araştırmacı / Yazar / İSAR

BAŞLIKSIZ...

 

MEMLEKETİN hali pürmelal... Demokrasinin enstrümanlarıyla başımıza gelenler ile mafyanın içli dışlı ilişkisi hükümeti perte çıkardı. Her yerinden ses gelen devletin sadece yargı sisteminden ses çıkmıyor. Cinayetler, yolsuzluklar, iltimaslar, kayırmalar, maskeler, kit cihazları, uyuşturucu trafiği, kadın ticareti, çökmeler, çakmalar, havalarda uçan milyon hatta milyar dolarlar yargı için hiçte anormal durumların olduğu anlamına gelmiyor demek ki. Ne diyeyim. Allah’tan Allah var.
Theresa’nın kızının günün birinde Fransa Kraliçesi olduğunda dedi demedi kesin değilse de kendisine mal olan “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünün yerli ve milli versiyonu bizde “Porsiyonları küçültelim” önerisiyle geldi. Porsiyonları küçültmenin insan sağlığına çok büyük faydası olsa da dünyanın açlık sorunun gidermede hiçbir etkisi olmayacaktır. Dünyada açlık, doymayı bilmeyen egemen sınıfların doyumsuzluğunun bir sonucudur. Açlık sorununu israfa bağlanması kelimenin tam anlamıyla lafa vergi konmamış olmasının yarattığı servet boşluğudur.
Üçe aldığını devlete elliye satan bir de sarayda kadrolu soytarı statüsünden yararlanarak millet için bir metre yol yapmadan kendine yüz metre yol yapanların olduğu bir dünyada açlık doğanın değil böyle doğal olmayan ilişkilerin özürlü çocuğudur. Ahlak ve akıl gibi doğal niteliklerden nasibini almamış, yaptıkları nedeniyle hakkında boğazından anne sütü geçip geçmediği konusunda tereddütler oluşan modellerin hakim olduğu dünyada değil günde üç öğün, üç günde bir öğün yesek aç sayısını düşüremeyiz. Ama gökten başımıza taş düşürebiliriz. Bunu hak ediyoruz. Korkum da milletine bu kadar zulmeden zalimler yüzünden Allah’ın bizi cezasız bırakmayacağına, vaadinden dönmeyeceğine olan inancımdan besleniyor.
Hatırlarsanız 19 Ağustos depreminden sonra olan bitenlerin Allah’ın gazabı olduğu konusunda kimi şıh ya da gavs ya da jawsların ağızlarından köpükler saçılıyordu. Şimdi ise hepsinin gagasına dut yapışmış olacak ki bülbülgillerden tek bir nota ses çıkmıyor. Hepsi es veriyor. Devletin kurumlarına, iş adamlarının kapılarına çöreklendiklerinden olacak  “Su böreği varken ne gereği var” ilahileri eşliğinde memlekette dönen dolaplara itiraz edeceklerine en çok dönme dolap jetonuna da bu ilahiler kaynak ayırıyor. İçlerine sızmış yabancı istihbarat teşkilatlarının öncülüğü veya yancılığında ortaçağ kiliselerinin sömürgeciliğine rahmet okutacak bir tavırla toplumu sömürüyor ve sömürenlere de ses çıkarmıyorlar. Nasıl olsa bir cumaya gidince geçen cumadan gelen tüm herzeler mantıklı birer cümleye dönüşüyor. Boş da olsa inanış bu. Maalesef bu ortodoks  kafa her yere hakim.
Kule kontrolü kaybetti. İnen kalkan hep milletin başına düşüyor. Sarayın pencerelerindeki perdeler açılmıyor. Baba evinde yemek masası görmeyenler; evine zorla üç lokma götürenlerin lokmalarına abaküs takıyor. Millet cumhuriyet tarihinin en büyük aşağılanmasını yaşıyor.Milletin kendisine hizmet etmek için kurduğu devleti hükümetlerinden ibaret sananlar, onun bütün değerlerini haraç mezat çığırtkanlığında gevezeliğe boğuyorlar.
Ne demişti güzel insan. Çamura doğru alçalan veya Allah’a doğru yükselen yine yalnız insandır.

Tarih: 08 Temmuz 2021 Perşembe    Hit: 1600




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol