Misafirleriyle yakından ilgilenen Ateş İplik Yönetim Kurulu Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Bekir Taner Ateş, Ramazan ayının önemine vurgu yaptığı konuşmasında, “Gönül soframızı misafirlerimizle paylaşmanın huzuru içinde bir aradayız. Siz değerli dostlarımızla iftarda buluşmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Herkesin Kadir Gecesi’ni ve Ramazan Bayramı’nı şimdiden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

SOYLU: EKONOMİK OLARAK GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ
Cenab-ı Allah’a şükürler olsun, Mekke ve Medine’den sonra dünyada Ramazanın yaşanabileceği en güzel şehir İstanbul'dur diye konuşmasına başlayan Süleyman Soylu, “Bu akşam burada bir ramazan daha geçirdik hep birlikte. Ramazanımız mübarek olsun, Cenab-ı Allah tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri ve duaları kabul etsin. Çok uzun yıllardan beri küresel bir sağanakla karşı karşıyayız. Tek tipleştirilme çalışılıyoruz. Yani tek tip bir dinin, tek tip bir dilin, tek tip bir kültürün, tek tip bir anlayışın, tek tip bir paranın, tek tip bir dünyada merkez bankasının, tek tip bir hukuk sisteminin her birimizi bireyleri haline getirilmeye çalışılıyoruz ve bireyselleşiyoruz. Aslında bu iftar sofrasında biz buna itiraz ediyoruz. Yani her ulusun, her ülkenin kendi kültürü vardır, kendi geleneği, kendi anlayışı, kendi dini, kendi inancı vardır. Kendi bir takım hukuki anlayışı, gelenekleri, görenekleri vardır. İşte çok uzun yıllardır bu sağanağa karşı direniyoruz. Ama bu sağanağa karşı direnemediğimiz bir yer var. Bunu burada söylemem gerekiyor. 2100 yılında Türkiye’nin nüfusu 65 milyon olacak. Bu Amerikan araştırma şirketinin yaptığı bir araştırma. Ben AK Parti ARGE başkanı olduğum zaman Türkiye’nin doğum oranı 2.1’di. Bir ülkenin üç temel gücü vardır, biri insandır, biri ekonomisidir, biride ordusudur. Maalesef Türkiye’nin 2012’deki 2.1 olan nüfus oranı bugün dramatik bir düşüşle kötüleşti. Bir kardeşiniz olarak şunu söylemekle mükellefim, bu yıl İstanbul’da ilk kez ilkokula kaydedilen öğrenci sayısının nüfusu düştü. Seneya daha düşecek, 5 yıl sonra çok daha düşecek. 20 yıl sonra daha da düşecek. Yıllarca göçle uğraşmış birisi olarakta şunu söylemek istiyorum, 14 yıldır Suriyeli kardeşlerimizin Türkiye’de olmasına itiraz edenler, 20 yıl sonra Türkiye’ye Afrikadan işçi getirmek zorunda kalacaklar. Dinimiz çoğalın diyor. Geleceğimiz için çoğalmamız lazım. Dünyanın rotası başka bir tarafa gidiyor, ekonomi olarakta güçlü olmamız lazım. Buradan muradım şudur, bu dünyada ayakta kalmak istiyorsak, nüfusumuza dikkat etmeliyiz. Yine ayakta kalmak istiyorsak kültürümüze, geleneğimize, inancımıza değerleremize aynı bu şekilde bağlı kalmakla mükellefiz. Üretimimize ve güvenliğimize bakmakla mükellefiz. Üretmeliyiz ve güvenliğimizi ihmal etmemeliyiz” diye sözlerini tamamladı.