Büyük düşünüp büyük adımlar atmak lazım ama panikle değil suhuletle. Yargıda, üniversitelerde, bürokraside.

Her yerde…

Geceli gündüzlü çalışmak lazım, "beyin göçünü" bile tersine döndürecek bir aşkla.

Parola tek: 

"Tasarruf - üretim – ihracat."

Almanlar ve Japonlar o büyük yıkımlardan bugünlere gelmelerini günde 16 saat çalışmaya borçlu, unutulmasın.

***

ABD'nin Türkiye'ye karşı tavrı malum. Ekonomik sistemimizin kırılganlıklarını da az çok bu köşede zaman azaman anlattım.

Malumunuz, 2013 sonrası çok büyük felaketler yaşadık!

Önce Gezi, sonra 17-25 Aralık, ardından 15 Temmuz işgal girişimi ve bitmeyen terör saldırıları…

Sayamadığım kadar da seçim. Bir tanesi de bizi bekliyor…

Ekonomimizi olumsuz etkileyen bütün bu nedenlerin yanı sıra bir de "küresel ekonomik seyir" var.

***

Yaklaşan yerel seçim... Cumhur İttifakı'nın devamı... Erdoğan ile Bahçeli'nin beyanları...

AK Parti ve MHP yetkililerinin temasları...

"Ankara ve İstanbul’un en çok konuşulan konularından." Yerel seçim ittifakına, prensip olarak "Hayır" diyen yok... Kimse "Kapıyı" kapatmıyor.

Fakat... 24 Haziran seçimi farklı, yerel seçim ise çok farklı.

"Cumhurbaşkanlığı/milletvekili seçiminde" ittifak kolaydı.

Yerel seçim ittifakına gelince... "Uzun ince bir yol... Kırıp dökmeden, ince mühendislik hesapları" gerekiyor.

Meşhur sözdür:

"Niyet hayır akıbet hayır." İttifak konusunda "Niyetlerde" sorun yok...

Akıbete gelince... Zaten herkes bunu merak ediyor.

***

AK Parti geçen yerel seçimde... 

30 Mart 2014'te;

İl genel meclisi seçimlerinde yüzde 45.43 oy aldı.

Belediye meclislerinde 42.87.

Büyükşehir belediye başkanlıklarında 45.54.

Diğer il belediye başkanlıklarında 43.13.

24 Haziran 2018 seçimlerine gelince;

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oyu yüzde 52.6.

AK Parti'nin oyu ise... 42.6.

Bu "Oy dökümünden" sonra asıl konuya girelim:

AK Parti'nin Mart-2019 seçimleri ile ilgili beklentisi "Sıraladığımız oy yüzdeleri arasında bir yere" oturmak.

"Yüzde 42 ile yüzde 52 arasında" bir puanı yakalamak mı?

***

Partilerin kampları... Kamuoyu yoklamaları...

Havada uçuşan isimler...

Kulisler... "Hava sıcak." "Ekim sonu, Kasım başı" hava durulur.

Partiler "İçe kapanırlar... Aday tespiti süreci..." Kasımın sonuna doğru Ankara'da "Siyasi hava" birden ısınır...

Aralıktan itibaren de sıcaklık iyice artar... Meydanlar ısınmaya başlar.

***

Bu hafta sonu Çetin Emeç’te öyle bir maç oldu ki gerçektende yazımızın başlığında da olduğu gibi atamayana atarlar tabiri tamda yerine oturmuş oldu.

‘Atamayana atarlar’ der eskiler.

Bayrampaşaspor-Bodrumspor maçının en kısa özeti bu.

Bayrampaşaspor, Bodrumspor önünde futbolun en basit kuralına boyun eğdi. Gerçekten 4 - 5 farklı kazanabilirdi Bayrampaşaspor, ama olmayınca olmuyor.

İlk yarının 17. dakikasından sonra oyuna ortak olan Bayrampaşaspor, rakip alanda gol aramaya başladı. İlk yarı başladığı gibi bitti.

İkinci yarının başlamasıyla Bodrumspor golü buldu. Bayrampaşaspor golün ardından adeta oyunu rakip kaleye yıktı. Gol gecikince doğal olarak hamle yaptı Bayrampaşaspor kenar yönetimi. Ve ilk kement Talha ile İbrahim Can Köse’ye gitti. Oysa İbrahim Can Köse sahanın en iyisiydi; yerlerine Hamza ile Oktay girdi. Bir şey değişmeyince bu kez İbrahim Serdar - Şamil değişikliği geldi. Ama gol gelmedi. Eğer futbolda hurafelere, büyüye, doğa üstü olaylara inansak diyeceğiz ki Bayrampaşaspor’a kara büyü yaptılar. Yoksa bu kadar pozisyon harcanmaz. İşte ‘tonla’ gol kaçınca futbolun o bildik kuralı kendini gösterdi; atamayana atarlar. 

O ana kadar sesi soluğu çıkmayan Bodrumspor’un oyuna yeni giren oyuncusu Göksu takımının 2. golünü atarak skoru belirledi.

90 dakikanın tamamına bakıyorum, özellikle ikinci yarıda Yeşil-kırmızılılar her dakika bir-iki gol atabilirdi. İkinci yarıda Bayrampaşaspor ‘cümbür cemaat’ rakip yarı alana yerleşti. Pozisyonun haddi hesabı yok. Üstün, Talha, Hakan ve İbrahim Can Köse, 37 yaşındaki Bodrumspor kalecisi Kaya’yı ‘vetaran milli’ yaptılar. Hele Üstün bugüne kadarki maçlardaki kaçırdıklarını değerlendirse gol krallığını şimdiden ilan ederdi. Efe önünde kalan topu dürtemedi. Ve kaçan goller tribünlerin alkışlı protestonuna sebep oldu. 

Eh, onca pozisyonu değerlendiremezsen, kendi evinde yenilirsin.

Gerçekten literatüre geçecek bir maçtı. 6-2’de biterdi ama 2-0 Bodrumspor kazandı. 

Taraftar haklı, “Söyle hoca söyle, bu takım niye gol atamıyor...”

***