Ümit ALBAYRAK / Gazeteci Yazar / Yiğitçe

ALTYAPIYA SÖZDE DEĞİL ÖZDE ÖNEM

Öncelikli olarak yeni eğitim ve öğretim döneminin öğretmenler, öğrenciler ve veliler için hayırlı olmasını diliyorum.
Eğitim demişken de bu ayki yazımda spor eğitimi, özellikle de altyapı konusunda bir şeyler yazma ihtiyacı duydum.
Türkiye’deki spor dallarında en büyük bütçe, emek ve zamanın harcandığı, en çok katılımın söz konusu olduğu futbol, tüm bunların karşılığını maalesef istediğimiz düzeyde alamıyor.
Bizde spor eğitimi ve özellikle futbol eğitimi ağırlıklı olarak güç, kuvvet, dayanıklılık, beceri gibi özellikleri olan bedensel eğitimler içerir. İkincisi belli düzeyde oyun kuralları, taktik ve oyun sistemleriyle ilgili sınırlı bilgi eğitimi.
Sporcular üzerinde duygu eğitimi de çok önemlidir ancak çoğunlukla es geçilmektedir.
İrade, sabır, zihinsel dayanıklılık, pratik çalışma, mücadeleden vazgeçmeme, hedeflerin asla tükenmeyeceği duygusu ve en önemlisi kazanmak kadar kaybetmenin de sporun doğasında olduğunun beyinlere kazınması…
Futbol açısından bakarsak ülkemizde yaşayan erkek çocukların birçoğu futbolcu olmayı hayal ederek büyür. Aileler, milyonlar kazandıran bu sektörde olmaları için çocuklarını teşvik eder.
Maalesef altyapıda oynayan küçük bir azınlık büyük takımlarda oynayabilecek kadar şanslıdır. Futbol kariyerinin başında sakatlanıp sahalara veda eden, rekabete direnemeyen, büyük bir takıma transfer olma hayaliyle yaşayan binlerce genç var.
İşin ilginç tarafı Türkiye’de kendi kulübünün altyapısından yetişip A takımda oynayan sporcuların oranı yaklaşık yüzde 10’dur. Bu da bir tezattır aslında. Hem “Altyapıya önem veriyorum” de hem de altyapıdan A takıma bir elin parmağı kadar sporcu al. Hal böyle olunca da Türkiye’de futbol takımları kendi altyapılarında başka takımlar için sporcu yetiştirmiş oluyor.
Bu coğrafyadaki futbol tartışmalarında sıkça altyapı eksikliğine değinilir. Buna göre altyapı yatırımlarına gerekli bütçeyi ayırmayan ve gençleri futbol dünyasına doğru şekilde hazırlamayan kulüplerin nice yetenekleri harcadığı söylenir.
Türkiye’deki gençler, sık antrenmanlar, kamplar ve maçların yoğunluğu nedeniyle eğitim ve futbol hayatları arasında bir tercih yapmak zorunda kalıyor.
Bayrampaşaspor özeline gelirsek, kırmızı-yeşilli takım Adana Demirspor’un resmi olmasa da pilot takımı. Akdeniz ekibinin gençleri eski tabirle Bayrampaşaspor’da pişiyor. Kırmızı-yeşilli takımın altyapısından da birkaç futbolcu A takımda ancak bu sayı yetersiz.
Artık Bayrampaşa’da ya artık iyi futbolcu yetişmiyor ya da şans bulamıyor.
Yazımı Bayrampaşa’dan yetişen Arda Turan ile bağlamak istiyorum.
Futbola Bayrampaşa Altıntepsispor altyapısında başlayan oradan da Galatasaray’a giden ve Atletico Madrid ve Barcelona gibi dünyada pek çok gencin hayalini kurduğu takımların da formasını giyen Arda Turan 35 yaşında futbolu bıraktı.
Geriye dönüp baktığımızda Bayrampaşa’dan son zamanlarda yetişen bir Arda var bir de Necip Uysal. Devamı daha sonra gelmedi. Umutlandığımız genç isimler oldu ama onlar da kaybolup gidiverdi.
Altyapıya sözde değil özde önem verilmesinin vakti geldi de geçiyor bile...
Profesyonel liglerden sonra amatör liglerde de sezon yakında başlıyor. Birçoğu gençlerle mücadele edecek tüm Bayrampaşa takımlarına başarılar diliyorum.
Bayrampaşalı yetenekli gençlerin artık artması dileğiyle.