Astım hava yollarının kronik (süreğen) iltihabi bir
hastalığıdır. Süreğen iltihap, özellikle gece veya sabahın erken saatlerinde
meydana gelen tekrarlayıcı hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma
hissi ve öksürük ataklarına neden olan hava yolu aşırı duyarlılığı ile
ilişkilidir. Bu ataklar kendiliğinden veya tedavi ile geri dönüşlü, değişken
bir hava yolu tıkanıklığı ile birliktedir.
Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği
düşünülmektedir. Bu rakam ülkemiz için yaklaşık 3,5 milyon kişidir. Astımdan
dolayı dünyada yılda yaklaşık 250.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.
Astım tanısı astım düşündüren bulgulara sahip hastanın
spirometrik (solunum fonksiyon testleri) testler ile hava yolu tıkanıklığının
varlığının tespit edilmesiyle kanıtlanır.
Alerjene maruz kalınmasından sonra burnun iç yüzeyini
döşeyen dokunun alerjik yollarla (IgE) iltihaplanması ile karakterize bir
klinik tablo olan Alerjik Rinit (AR)’in başlıca bulguları burun akıntısı, burun
tıkanıklığı, burun kaşıntısı ve üst üste hapşırmadır. Bu bulgular astımda
olduğu gibi kendiliğinden ya da tedavi ile düzelir. ARIA (Alerjik Rinit ve
Astım Üzerine Etkileri) girişimi AR’i aralıklı ve kalıcı alerjik rinit olarak
iki sınıfa ayırmıştır. Haftada dört günden uzun olan bulgular varlığında kalıcı
alerjik rinit düşünülmelidir. Uykuda bozukluk, günlük aktiviteler ve sporda
etkilenim, iş veya okul etkilenimi yoksa ve bulgu var ancak rahatsız edici
değil ise hafif şiddetli AR; bahsedilen bulgulardan bir veya daha fazlası
mevcut ise orta/ağır şiddetli AR düşünülmelidir.
Astım olgularının %75’inde AR, AR olgularının da %10-40’ında
astım varlığı veya gelişimi bilinmektedir. Üst ve alt hava yolları etkileşim
içindedir. Her iki hastalık birbirine paralel seyir gösterir. Rinit astım
gelişimine öncülük eder. Astımlılarda rinit varlığı astım şiddeti için önemli
bir risk faktörüdür. AR tanısı konan hastaların astım için de
değerlendirilmelerinin gerekliliği unutulmamalıdır.
Alt hava yolları, burun tıkanıklığına bağlı ağızdan nefes
alma sonrasında burnun koruyucu mekanizmalarından faydalanamaz ve kötü
etkilenir. Aynı zamanda yine burun tıkanıklığı ve geniz akıntısına bağlı olarak
iltihabi burun sıvıları alt solunum yollarına iner. Son yıllarda burun, boğaz
ve bronşları döşeyen dokunun birbirinin devamı olduğu görüşü hakimdir ve AR ile
astımı tek havayolu hastalığı olarak düşünmek gerekmektedir.
Ev tozu akarları, ev hayvanları, polenler gibi alerjenler,
aspirin gibi ilaçlar hem burnu hem de bronşları etkilemektedir. Bu nedenle birlikte olmaları durumunda AR ve
astımın seyirleri birbirlerini etkilemektedir. Tedavileri bunun bilincinde
olarak düzenlemek gerekir.
Burunda kaşıntı, tahriş, sulu akıntı ve göz bulguları (gözde
kaşıntı, sulanma) olan hastaların aile ve kişisel alerji durumları, çevre ve meslek
şartları sorgulanmalıdır. Burun, boğaz, göz ve kulak muayenelerine ek olarak
yapılacak alerji testleri ve solunum fonksiyon testleri AR tanısını koydurmaya
yardımcı olacaktır.