AKNE NEDİR?
Akne; genel olarak ergen ve genç erişkinleri etkileyen ancak
30-40’lı yaşlardan sonra da başlayabilen, pilosebase ünit dediğimiz kıl kökü ve
yağ bezlerini etkileyen bir deri hastalığıdır.
En sık karşılaştığımız akne türü akne vulgaris olarak
bildiğimiz, akne hastalığının %85-90’ını içeren gruptur. Tedavi edilmediği
takdirde ani alevlenmelerle, uzun yıllar devam edebilen, kronik seyirli bir
hastalıktır. Ergenlik döneminde başlayan akne 20’li yaşların sonu 30’lu
yaşların başına doğru kendiliğinden de azalarak geçme eğilimi taşır. Hormona
duyarlı sebase bezlerin (deri yağ bezleri) yoğun olduğu yüz, boyun, sırt, göğüs
ve omuzlarda yerleşir.
Deri genel olarak yağlıdır. En sık küçük siyah ve deri altı
beyaz noktalarla yani mikrokomedonlarla başlar. Zamanla eritemli kırmızı papül
dediğimiz ve bazılarının ucu beyaz (püstül) kabarıklıklar eklenir. Bazen daha
ağır formlarda çok daha büyük deri altı ve üstü nodül ve kistik lezyonlar eşlik
edebilir.
Akne oluşumunda propionobacterium acnes başta olmak üzere
bazı mikroorganizmalar, genetik, diyet, hormonal faktörler, çevresel faktörler,
ilaçlar, yanlış kozmetik kullanımı suçlanabilir. Yüksek glisemik indeksi olan
(karbonhidrattan zengin, fastfood, hazır gıdalar, gazlı içecekler …) beslenme
alışkanlığı olanlarda akne oluşumu ve /veya akne artışı gözlemlenebilir. Süt ve
süt ürünlerinin de yoğun tüketilmesinin akne artışına sebep olabildiği
düşünülmektedir.
Aknede deri temizliği önemlidir. Ancak alkali klasik sabunlarla
deri temizliği aknenin şiddetlenmesine sebep olabilir. Yağ bazlı kapatıcılar,
kozmetik ürünler ve güneş koruyucular aknenin şiddetlenmesini, özellikle
komedon oluşmasını kolaylaştırır. Sigara, düzensiz uyku, stres, baz ilaçlar
akne oluşumunda ve gelişiminde yer tutar.
AKNE TEDAVİSİ
Akne tedavisinde deri üzerine uygulanan tropikal kremler,
jeller, ağız yolu ile alının antibiyotikler, sentetik a vitaminleri, duruma
göre hormon tedavileri ve lazer tedavileri kullanılabilmektedir. Akne tedavisi
uzun soluklu hasta ve doktorun birlikte yürüdüğü, hasta uyumu ve iyi klinik
takipli yüz güldürücü sonuçlar alınan bir tedavidir.
Tedavi edilmeyen hastalarda ömür boyu devam edilebilir.
Yoğun izlere sebep olabilir, bazen de kendiliğinden geçebilir. Tedavinin mutlaka
bir hekim, varsa dermatalog tarafından
yürütülmesi gerekmektedir.