Akciğer kanserinde erken tanının önemi ve korunma
Akciğer kanseri, akciğer dokusunda anormal doku ve
hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve sonuçta akciğerin fonksiyonu olan gaz
alışverişinin bozulmasıdır.
Günümüz dünyasında en çok tanı alan, kansere bağlı ölümlerde
en sık neden olarak karşımıza çıkan akciğer kanserinden dünyada her yıl 1,3
milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Kanser vakalarına bakıldığında bağırsak,
meme, prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirenlerin toplamından daha fazla
kişi akciğer kanserinden kaybedilmektedir.
Vücutta meydana gelen küçük değişikliklerin önemsenmesi ile
akciğer kanseri erken dönemde teşhis edilebilmektedir. Akciğer kanserinde erken
tanı hayat kurtarıcıdır. Erken dönemde tanı alan evre 1A olgularında beş yıllık
sağ kalım % 85 iken, geç dönemde tanı alan evre 4 (son dönem) olgularda bu oran
% 6’dır.
Akciğer kanserinin başlangıç belirti ve bulguların sıklığı
sırasıyla:
-İnatçı öksürük
-Kilo kaybı ve iştahsızlık
-Nefes darlığı ve hırıltılı solunum
-Kanlı balgam
-Göğüs ağrısı, omuz ve kol ağrısı, sırt ağrısı, kemik
ağrısı
-Ses kısıklığı ve yutma güçlüğü
-Ateş
Akciğer kanserinin belirtileri yerleşim yerine göre
değişiklik gösterir. Akciğerin üst kısmına yerleşmiş olan bir kitle bazı
sinirlere bası yaparak kolda ve omuzda ağrıya, ses kısıklığına, göz kapağı
düşüklüğüne neden olabilir. Bu belirtilerin süresi birkaç haftayı aşıyorsa
göğüs hastalıkları doktoruna da başvurulması gerekir. Bazen de akciğer kanserinin
belirtileri oldukça sinsi seyredebilir hatta belirti vermeden de ilerleyebilir.
Çoğu kişi akciğer kanseri olduğunu başka hastalık nedeniyle çekilen akciğer
röntgeni sayesinde öğrenir. Akciğer grafisinde gözden kaçabilecek lezyonlar
için iki yönlü çekim yapılması ve bunun göğüs hastalıkları uzmanları tarafından
değerlendirilmesi çok önemlidir. Düşük dozlu spiral bilgisayarlı tomografiler
de akciğer kanserinin erken tanısındaki gelişmelerden kabul edilmiştir.
Akciğer kanseri şüphesi radyolojik olarak da onaylanırsa
biyopsi için uygun yer ve yöntem belirlenmeye çalışılır. Biyopsi ile alınan
materyalin patoloji tarafından incelenmesi ile akciğer kanserinin hem kesin
tanısı konulur hem de hücresel düzeyde alt tipleri belirlenir. Kanserin
hücresel düzeyde alt tipleri tedavi seçeneğinin belirlenmesi ve sağ kalımda çok
önemlidir. Akciğer kanserinin kesin tanısı da konulduktan sonra evrelenmesi
(hastalığın yaygınlık derecesi) gerekir. Tedavi başarısını kanserin
histopatolojisi (hücresel tipi) ve evresi (yayılımı) ile hastanın performansı
belirler.
Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Sadece sigara
içmek değil sigaralı ortamlarda bulunmak, puro, pipo ve nargile içmek de aynı
riski taşır. Akciğer kanseri tanısı genelde 50-70 yaş arasında konulmasına
rağmen sigara başlama yaşına ve kullanma sıklığına göre daha gençlerde de tanı
konulabilir. Akciğer kanserinin önlenebilir kısmı sigaranın bırakılmasıdır.
Sigarayı bırakan kişilerde 10 yıl sonra akciğer kanseri riski % 50 azalır.
Tüm akciğer kanserli vakaların % 15‘i hiç sigara
içmeyenlerdir. Asbest, radon gazı, hava kirliliği gibi çevresel faktörler ile
aile öyküsü gibi genetik faktörler de önemlidir. Ayrıca tüberküloz (verem) ile
ilişkili fibrotik skar ile göğüs kafesine uygulanan ışın tedavisi de akciğer
kanseri riskini arttırır.
Akciğer kanserinde asıl önemli olan korunmak ve erken tanı
sağlamaktır. Korunmak için sigarayı bırakmak, erken tanı için de göğüs
hastalıkları uzmanına başvurmanız gerekmektedir.