25 Nisan 2024 Perşembe   

İNOVASYON ÜRETEBİLECEK BİR NESİL YARATMAK

 

BİZ eğitimciler 21. yüzyılın değişim hızında genç, dinamik ve yaratıcı bir nesli nasıl yetiştireceğimize kafa yormalıyız. Evlerimizde ya da okullarda kullandığımız son teknolojilerden daha da önemlisi çocuklarımızla kurduğumuz bağın ne kadar güçlü olduğu ve her gün uyguladığımız yöntemlerin gençlerimizde ne kadar olumlu bir deneyim yarattığıdır. Maker olarak adlandırılan kendi kendine yapabilme ve inşa etmenin satın alma üzerinde hakim olduğu ve eski eğitim geleneklerine - bir bakıma zanaata - dayanan eğitim modelini esas almalıyız.
Gelecek için heyecan ve endişeyi aynı anda hisseden eğitimciler ve ebeveynler için geleceği kodlayabilen gençler yetiştirmek için birkaç öneride bulunalım. Öncelikle çocukların liderlik özelliklerini geliştirmeleri için bir amaç edinmeleri konusunda onları teşvik etmeli ve onlara liderlik edebilecekleri bir ortam hazırlamalısınız. Yaratıcı olmaya, risk almaya, liderlik etmeye, girişimci olmaya davet edecek fırsatları çocukların yaşamlarında yaratmalısınız. Öğrencilerin öğrenme ihtiyacı duydukları durumların yaratılması, onları gerçekten öğrenmeye motive eder. Bu özellikle öğrencilerin konunun tadını çıkarması durumunda geçerlidir. Bireysel öğrencilerin ilgi alanlarını anlamak, öğretmenlerin, öğrencileri öğrenmeye motive eden öğrenme stillerini anlamalarını sağlamaya yardımcı olacaktır. Sadece konu öğretimine odaklanmayıp, öğrencilerin bilgiyi nasıl uygulayacaklarını bulmalarına da yardımcı olunmalıdır. Yaratıcılıklarını ateşlemek için çocukların ilgi alanlarını keşfetmelerini sağlamalı, bilgi ve beceriler edinmeleri için fırsatlar yaratmalı, onların başaracaklarına inanmakta ısrarcı olmalı ve öğrenmenin sahipliğini onlara vermelisiniz. Çocukların soru sormayı, asıl probleme kafa yormayı, fikir üretmeyi, eleştirel düşünmeyi ve problem çözmeyi öğrenebilecekleri tasarım odaklı düşünme deneyimleri kurgulamalısınız. Evde, okulda ve yaşadıkları çevrede bir değişimi kurgulamalarına ve ona öncülük etmelerine fırsat yaratmalısınız. Çocukların geleceğin girişimlerini merak duygularıyla kuracaklarını unutmamalısınız. Her zaman “neden”, “niçin”, “ne zaman”, “nasıl” sorularını sormalarına olanak vermelisiniz. Tüm bu süreçleri uygularken her zaman göz önünde bulundurmamız gereken şey, çocuklarımızın kalıpların dışına çıkabilmeleri için farklı bakış açılarıyla karşılaşacakları ortamlar yaratmak.
Teknoloji, onlara böyle bir çeşitliliğe kavuşmaları için müthiş bir kanal oluşturuyor. Girişimcilik, maker, robotik, yapay zekâ….. Bu yeni konularda çocuklarımızın kendilerini geliştirmeleri, inovasyon üreten bir neslin doğmasını da beraberinde getirecek hiç şüphesiz. Öğrencileri tasarlama ve yapmaya başlamaları için teşvik etmek ve teori ile uygulama arasındaki boşluğu kapatmak çok önemlidir. Yapma eylemi, öğrencilerin nasıl öğrenecekleri konusunda önemli bir boyut kazandırır. İnsanlar doğuştan gelen bir yaratma ve yapma arzusuna sahiptir ve etrafımız yapılmış olan şeylerle çevrilidir. Maker hareketinin benimsenmesi, öğrencilere yalnızca bir şeyin nasıl oluşturulduğunu öğretmekle kalmaz, aynı zamanda yaratıcı sorun çözmeyi öğretirken, çevrelerindeki şeyleri değerlendirmelerini de sağlar. Herhangi bir sorunun üstesinden gelme becerisinde güçlü ve kendine güvenen bir neslin oluşmasına öncülük etmek biz eğitimcilerin asli görevlerindendir.

Tarih: 19 Şubat 2019 Salı    Hit: 2374




Henüz yourm yapılmadı, ilk yorum yapan sen ol